Çankırı'daki Kucaklama Taşına Yoğun İlgi

Bugün tarihçilerimizden, sanat tarihçilerimizden, ilimizin kültür alanında yetkili kişilerinden konu hakkında bir araştırma yapılmasını ve öngörülerimiz doğruysa bu Sadaka Taşı hakkında özet bilgilerin taşın üzerine eklenmesini bekliyoruz.

Çankırı'daki Kucaklama Taşına Yoğun İlgi
05 Ağustos 2019 - 19:26

Çankırı’da, şehir efsanesi haline gelen dilek taşı vatandaşların uğrak noktası olmayı sürdürüyor.

 

Karatekin Bey’den Kalan Efsane

 

Kent meydanının en işlek alanında bulunan Roma dönemine ait dilek taşını Çankırı’yı fetheden Emir Karatekin Bey’in kucakladığı ve dileğinin kabul olduğuna inanılıyor.

 

Elleri Kavuşan Dileğine Kavuşuyor

 

Dilden dile yayılan ve şehir efsanesi haline gelen taşa sarılan ve elleri kavuşanların dileklerinin kabul olduğuna inanılıyor. Dilek taşı, kenti ziyarete gelenlerin de ilgisini çekiyor.

 

“İnşallah Dileğim Kabul Olur”

 

Üniversite öğrencisi Oğulcan Kurt, üniversite öğrencisi olduğunu belirterek “Bu taşa sarılanların dileklerinin kabul olduğunu söylediler. Ben de gelip bir dilek tutarak taşa sarıldım. İnşallah dileğim kabul olur” diye konuştu.

 

Kucaklama Taşı Mı?  Sadaka Taşı Mı?

 

Türk-İslam kültürünün en güzel uygulamalarından biri de sosyal dayanışmadır. Allah’ın kanun olarak buyurduğu emirlerin ise toplum içersinde en zarif kullanımı ecdadımız tarafından icra edilmiştir. Özellikle kuvvetli bir sosyal bünyenin teşkili açısından hem iktisadi dayanışma hem de komşuluk ilişkileri, bir toplum olarak yaşama sanatı en güzel onların hayatında sergilenmiştir.

 

Bu zarif yaşam sanatının ve dayanışmanın bir örneği ve eseri de Sadaka Taşlarıdır. Osmanlı’da sadaka taşları özel bir görev üstlenmiştir. Tarihçi Murat Bardakçı’nın ifadesiyle; “Eski İstanbul’da yardımların en göze batmayanı ‘‘sadaka taşları’’ kullanarak yapıldı. Bu taşlar bir buçuk-iki metre yüksekliğinde mermerden olurdu. Üst kısımlarının ortasına çanağa benzer bir oyuk açılır, sadaka verenler parayı buraya bırakırlardı. İki metrelik taşların yanında, tepesine rahatça ulaşılabilmesi için birkaç basamak konurdu.” Kısacası şehrin, mahallenin, caminin hemen yanı başında, gösterişsiz, hemen iliştirileverilmiş gibi duran, sanki önünde hiç kimse durmayacakmış gibi tasarlanmış, bir gizli el.

 

Sadaka taşları öyle bir medeniyetin eseri ki alan da veren de kanaatkârmış, Süheyl Ünver bu durumu söyle vurguluyor, “Derdini kimseye açamayan hakiki bir fakir ihtiyacı olunca oradaki parayı alır. O günkü ihtiyacı bir kuruş mu? Yüz para mı? Onu ayırır, kalanını, kendisi gibi ihtiyacı olanları düşünme terbiyesi icabı çukuruna kor ve meçhul sadakacıya içinin memnunluğunu kalbinden ulaştırır ve dönermiş.“ Hatta öyleki 17. yüzyıl İstanbul’unu anlatan bir Fransız gezgin, üzerinde para bulunan bir taşa tam bir hafta boyunca kimsenin gelmediğini yazmış. (bardakçı). Peki şimdi, bir çoğu cahil insanlarımızca evinin bahçe duvarına taş diye iliştirilmiş yada mezarlara hazır bir kaide olarak eklenivermiştir. Şanslı olan bir kaç tanesi ise bu sadaka taşları en azından bir kaç tanesi İstanbul sokaklarında dimdik durmaktadır. Bunların bir vefa beklediğini unutmamak gerek.

 

Bu girişten sonra bir sorgulama yapmak açısından konuyu Çankırı’mızdaki “kucaklama taşına” getirmek istiyorum. Kucaklama taşı mevki diye bilinen yerde hemen yolun ortasında duran bu taş için şehirde çok şey söylene gelmiştir, iki-üç defa da yerinin değiştirildiği bilinmektedir. Yıllardır duyarız, kucaklamakla dileklerin kabul olacağı gibi bir nevi olağan üstülük, türbe gibi manevi beklentilere cevap vereceğine inancın yayıldığı bu taş nitelikleri itibariyle tipik bir sadaka taşı olduğu kanaatindeyim.

 

Bugün tarihçilerimizden, sanat tarihçilerimizden, ilimizin kültür alanında yetkili kişilerinden konu hakkında bir araştırma yapılmasını ve öngörülerimiz doğruysa bu Sadaka Taşı hakkında özet bilgilerin taşın üzerine eklenmesini bekliyoruz. Çünkü tarih biliminin ışığında düzelecek bu konu “kucaklama taşı, dilek taşı” gibi bir batıl inancın bertaraf edilmesine imkan verecektir. Çünkü bir taştan dilek dilemek ne İslam’ın ne de çağdaş dünyanın bir icabıdır.

 

Bu haber 12800 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 2 Yorum
  • Yaşar İstek
    4 yıl önce
    ordaki taşı ile ilgili olarak arkadaş doğru diyor papaz için yaptırmışlardı.
  • Recep güneş
    4 yıl önce
    Bu taş şu an ismini hatırlayamadığım bir papazın mezarının taşıdır ve yeri yuzyıllar içerisinde bir çok kez değişmiştir. Karatekin beyle bir alakası yoktur. Kucaklayıp dilek tutmak romalılardan kalma bir adettir.