Necati Keskin

Necati Keskin


Çanakkale Gazisi Kamil Gök

30 Mart 2018 - 06:22

Anlatacağım konu için yine eski yıllara yani tam 60 yıl öncesine ait ve o yıllara geri dönmek zorunda kalıyorum, dile kolay tam 60 yıl önce yani 1956 - 58 yılları yani benim ve emsallerimin 12-13 yaşlarında olduğu yıllar.

 

Birde Anadolu’muzun gelenekleri ve gerçeği olan, o yıllarda önemli faaliyetleri arasında köye gelen misafirleri ağırlamak ya da köylülerin toplanıp sohbet ettikleri, özel günlerde eğlendikleri, köy ile ilgili bazı konuların konuşulup tartıştığı, köyün ortak malı kabul edilen köy içindeki cami ve mescit yanında ve yakınındaki yapılar vardır ki bu yapılara “köy odası” denir. Köy odaları, Türklerin misafirperverliğini ve birlik, beraberlik değerlerini gösteren, Türk kültürünün önemli kaynaklarındandır.

 

Günümüzde eğlence ve sohbet mekanlarının değişmesi yani modernleşmesi, köyden şehre göçün hızlanması ve ulaşım imkanlarının kolaylaşması nedeniyle, köy odaları eski önemini yitirmiş olmakla beraber, bazı köyler köy odalarına gereken önemi verse de genel olarak köy odası kültürü zaman geçtikçe yok olmaktadır.

 

O yıllarda Korgun’da 800 haneli ve 3 mahalleden oluşan 6 cami ve mescidi ile yanındaki mahalle odalarında o mahalleli büyüklerin birlikte vakit geçirmek ve sohbet etmek amacıyla bu odalarında buluşurlardı.

 

Anadolu köy ve kasabalarında köy odalarının görevini bu günkü, eğlence mekanları, kahvehaneler ve toplantı salonları üstlenmiş durumda. O yıllarda başka mekanları olmayan köylülerimizin köy odalarında da sabah evinden çıkan doğru köy odasında kendini bulur. Birde köy odalarının bir amme hizmetlisi bulunur, görevi ise devamlı odayı temiz tutulması, kışın yakacak ihtiyacının karşılanması, ayrıca yabancı konuklara gerekli hizmetlerin verilmesi gibi işlerle meşgul olur. Bizde yaşıtlarımızla arada sırada emsallerimizle köy odasına gidip kapı girişinde çocuklara ayrılan bölümlere gideriz büyüklerin sohbetlerini can kulağı ile dinlerdik.

 

Korgun köyü Örenbaşı mahallesinde köy odasında köyümüz büyüklerinden lakapları ile hepsini Rahmetle andığım Gökmehmetgilin Kamil amcamız, Osmangilin Hamza ve Hamdi Amcamız,  Kırcığilin Hüseyin Amcamız, Gazığilin Abdurrahman amcamız ve babası Topal Ömer amcamız ve, Kertiğilin Kamil amcamız, Oğuzevinin Mehmet amcamız, ve Hilmi abimiz Kadıgilin Mustafa amcamız, Sarıgilin Müslüm amcamız, Karacağilin Cırık Mustafa amcamız, Ammeciğilin İsmail abimiz, Poşnakgilin Satılmış amcamız, Paşalıgilinin Ömer amcamız oğlu Ali amcamız, Kefçi Ömer amcamız ve arada sırada odamızı hoş sohbetleriyle neşelendiren Uzunaligilin Ali amcamız, Bekirkalfagilden Ali Efendi Hocamız ile çok saygıdeğer bir kişiliğe ve dini bilgilere sahip olan, mahalle odasına kapıdan girdiği zaman tüm cemaatin ayakta karşıladığı, Çankırı/Korgun ve köylerinde yüzlerce talebe yetiştiren, aynı zamanda mahallemiz gençlerini her konuda eğiten din öğretmenimiz ve zamanında İstanbul’da medrese eğitimi gören Şevki Özcan hocaefendi ve bir çok mahalleli ile birlikte her türlü konuda sohbete tanık olurduk.

 

İşte bu sohbetlerin en önemli kişi ve kişiliklerinden biriside Çanakkale savaş gazisi Rahmetli "Gökmehmetgilin" Kamil Gök amcamız. Onun ağzında çıkacak savaş anılarını can kulağı ile dinler. Hatıralarını kendimiz yaşıyor gibi heyecanlanır ve söylediklerini sanki beynimize kazırdık.

 

Kamil Amcamızın köy odasının Osmanlı’dan kalma tarihi sedirine oturup, yine bizlere anılarını anlatacak diye içimiz içimize sığmazdı. Odada aramızda konuşurken fazla sesli konuştuğumuzda bazen kızardı, ama cebinden çıkarttığı kâğıtlı şekerleri her birimize tek tek dağıtarak gönlümüzü almasını bilirdi. Çocukları gerçekten çok sevecen bir kişiliği vardı. Bize kızdığım zaman bile bizi sevdiğini nur yüzlü  ve tebessümle bize bakışından anlardık., Bizlerde zamane küçükleri olarak onlara asla saygıda kusur etmez, bütün cemaat camiye gittiklerinde bile, bizler odada büyüklerin yerlerine oturmayı asla aklımızdan geçirmezdik.

 

Rahmetli Kamil amcamız tam bir cumhuriyet tutkunu, aynı zamanda dinini göstermelik yapmayan, sadece onu Yaradan’ı ile paylaşan gerçek ifade ile gerçek bir Müslüman Türk vatanseveri ve üstün hizmet madalyalı bir Çanakkale gazisi idi. Onun anılarını soluksuz dinler ve sohbetlerinin hiç bitmesini istemezdik.

 

Hiç unutmam; Vatanın düşman istilasından nasıl korunduğunu, Çanakkale savaşının nasıl kazanıldığını en ince ayrıntılarını, Atatürk ile bu savaşta görev yapan değerli ordu komutanlarını tek tek anlatırken onun bir kelimesine bile kaçırmadan pür dikkat kesilirdik. Cumhuriyetin temel değerlerine sahip çıkmayı üstü kapalı da olsa anlatırdı. Şu sözünü hiç unutamam “Ülkemizin hiç dostu yok, bize karşı yedi düvel birleşiyor,”   bizlere eliyle işaret ederek “Bu yavruların çok dikkatli, vatanına, milletine dinine sadık yetiştirilmeleri, lazım” diyordu.

 

Ey Rahmetli amcam sanki bu günlerimi görüyordun.

 

Senin sözlerini hiçbir zaman unutamıyorum Kamil Amcam, bakın 60 yıl geçti, seni rahmetle yad ediyorum. Mekanın cennet olsun, Nurlar içinde uyu. Bu vatan sizin gibilere minnettardır.

 

“Siz daha çocuksunuz, dikkat edin ders çıkarın benim anılarımdan”  demiştin,  60 koca yıl geçti, Senin sözlerini, anılarını, yaşadığın mütevazi hayatını bizlere aşıladığın vatan sevgisini, dinimizi olan bağlılığı unutmamız mümkün mü?

 

Sen;  tarihe tanıklık eden Kamil amcam. Bu vatan sizin gibi evlatları artık nadir buluyor. Biz sizlerin sayesinde ve sizlerin duaları ile bu yıllara geldik.

 

Senin yattığın yer nur gölün olsun, makamın cennet olsun, Allah’ın rahmetli bereketi üzerine olsun. Ruhun şad olsun sevgili Kamil Gök amcam.

 

Necati Keskin

 

28.Mart.2018

Bu yazı 21693 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum