Çankırı'da Tıp Fakültesi Hayal mi?

Tıp fakültesi açmak, yalnızca bir bina dikmek ya da bir tabela asmakla sınırlı değil; ciddi altyapı, akademik kadro, hasta potansiyeli ve milyonlarca dolarlık yatırım gerektiriyor. Peki, Çankırı bu zorlu sürecin neresinde? Gerçekler ne söylüyor?

Paylaş
Tweetle
WhatsApp
Dinle

30 Nisan 2025 - 22:17 - Güncelleme: 30 Nisan 2025 - 22:22

Çankırı’da Tıp Fakültesi Hayal mi?

Demografik Gerçekler, Altyapı Sorunları ve Yatırım Engelleri Masaya Yatırıldı

13 Nisan’da yapılan rektörlük mülakatlarının ardından Çankırı kamuoyunda hararetle devam eden tartışmaların merkezine bu kez "Tıp Fakültesi" girdi. Bazı rektör adaylarının seçim vaatleri arasında yer alan “Çankırı’ya Tıp Fakültesi Kuracağız” sözü, heyecanla karşılandı. Ancak bu vaatlerin ne kadar gerçekçi olduğu, kamuoyunda soru işaretleri yaratıyor.

Tıp fakültesi açmak, yalnızca bir bina dikmek ya da bir tabela asmakla sınırlı değil; ciddi altyapı, akademik kadro, hasta potansiyeli ve milyonlarca dolarlık yatırım gerektiriyor. Peki, Çankırı bu zorlu sürecin neresinde? Gerçekler ne söylüyor?

1. Nüfus Yetersizliği: Hasta da Yok, Öğrenci de

Çankırı’nın toplam nüfusu 195.766, merkez ilçedeki nüfus ise sadece 90.564. Oysa sürdürülebilir bir tıp fakültesi için geniş bir öğrenci ve hasta havuzu şart.

Geçmişte YÖK, tıp fakültesi açılacak iller için 500.000 nüfus kriterini fiilen uyguluyordu. Bugün bu şart kaldırılmış olsa da, hasta potansiyeli hâlâ en temel kriterlerden biri. Mevcut durumda açılacak bir tıp fakültesi, klinik uygulama ve staj dönemlerinde öğrencilere yeterli hasta sayısını sunamayacak durumda.

2. Hastane Yoksa, Tıp Fakültesi de Yok

Bir tıp fakültesinin olmazsa olmazı, en az 200 yataklı bir eğitim ve araştırma hastanesidir. Çankırı’da bu kapasiteyi karşılayan bir hastane bulunmamakta.

Mevcut hastanelerle “afiliasyon” (iş birliği) modeli kurulması ise hem yetersiz hem belirsiz. Simülasyon merkezleri, anatomi laboratuvarları ve klinik rotasyon altyapısı hâlen yok. Sağlık eğitimi, teoriden pratiğe geçemiyor.

3. Akademik Kadro Açığı: Hocalar Nerede?

YÖK’ün tıp fakülteleri için belirlediği asgari öğretim üyesi sayısı 19. Ancak Çankırı Karatekin Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Fakültesi çatısı altında dahi klinik branşlarda yeterli doçent ve profesör kadrosuna sahip değil. Tıbbi biyoloji, farmakoloji, patoloji gibi temel bilimlerde laboratuvarlar ve uzman ekipler kurulmadan, eğitim kalitesi ciddi risk altında kalıyor. En önemlisi büyük şehirlerde çok daha fazla geliri olacak akademisyen tıp doktorları neden çok az hasta kapasitesi olan Çankırı’ya neden gelsin. Mevcut hali ile meslek yüksekokullarındali öğretim görevlilerini mesaiye getiremeyen doktorları nasıl getirsin.

4. Yatırım ve Bürokrasi Duvarı

Tıp fakültesi kurmak, küçük bir yatırım değil. Hastane inşası, teknik altyapı, personel giderleri ve ekipmanlar için milyonlarca dolarlık bir bütçe gerekiyor. Ne üniversitenin ne de yerel yönetimlerin bu kaynağı tek başına karşılaması mümkün değil. Ayrıca, YÖK’ten Sağlık Bakanlığı’na, MEB’den yerel yönetimlere kadar karmaşık ve uzun bir onay süreci söz konusu. Yerel siyasetin bu süreçte etkin bir lobi oluşturamaması da süreci tıkıyor.

Peki, Hiç mi Umut Yok?

Elbette var. Ancak gerçekçi adımlarla:

*Aşamalı Planlama: Mevcut hastanelerle güçlü işbirlikleri kurularak ilk adım atılabilir.

*Ortak Yatırım Modeli: Devlet, üniversite ve özel sektör iş birliğiyle etap etap yatırımlar yapılabilir.

*Geçici Kadro ve Uzman Transferi: Yurtdışından uzman davetleri ve geçici sözleşmelerle akademik kadro desteklenebilir.

*Sağlık Eğitim Merkezi Kurulabilir: Tıp fakültesi öncesinde öğrenci ve personelin uygulamalı eğitim alabileceği bir danışmanlık ve eğitim merkezi kurulabilir.

Tüm bunlar olsa bile 4 yıl olan rektörlük döneminden çok daha uzun süreceği açıktır.

Sonuç: Vaatler Yerine Vizyon Gerek

Tıp fakültesi açmak, seçimi kazanmak için ortaya atılacak popülist bir vaat değil, uzun vadeli, ciddi bir vizyon işidir. Diş hekimliği fakültesi yeterli hasta bulamazken üstelik…. Çankırı’nın bu alandaki eksikliklerini görmek ve buna göre planlama yapmak, hem üniversite hem şehir adına daha sağlıklı bir gelecek için ilk adımdır. Gerçeklere dayalı, bilimsel ve ekonomik temelli bir yol haritası çizilmeden, tıp fakültesi hayali sadece siyasi bir slogan olarak kalacaktır.