Koroner Arter Hastalığı

Çankırı Özel Karatekin Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Dr. Hakan Ulupınar ile “Koroner Arter” hastalığı hakkında yapılan röportajımız...devamını okuyunuz.

Koroner Arter Hastalığı
08 Eylül 2019 - 10:35

Koroner arterler kalbin etrafını çevreleyerek kalbin beslenmesini sağlayan atardamarlardır. Beslenme bozukluğu, aşırı yemek yeme, yağlı beslenme, hareketsiz bir yaşam sürme gibi nedenlerden dolayı yediğimiz yiyeceklerin yan maddeleri damarlarda birikir. Damar duvarı elastik yani genişleyebilen bir yapıdadır. Bazen damardaki kan miktarı artar fakat bu bize basınç artışı olarak dönmez. Örneğin, tuzlu bir şeyler yediğimizde dengeyi sağlamak için vücudumuz su tutar. Fakat kan basıncı (tansiyon) hemen artmaz. Çünkü damar esnemiştir ve artmış kan miktarını dengelemiştir.

 

Öyleyse sorun nedir ve nerdedir? Sorun bu damarların yapısının bozulmasıdır. Yani beslenme alışkanlığının bozuk olmasıdır. Belli bir yaşa gelince bu biriken yan maddelerden dolayı damar duvarındaki kaslar görevlerini yerine getiremez. Yani esneyemez. Zamanla damar tıkanır ya da daralır. Kalbe yeterince kan ve oksijen gitmez. Bu durumda koroner arter hastalığı dediğimiz sorun ortaya çıkar. Nedeni damar sertliğidir (ateroskleroz).

 

Kimlerde görülür? Kimler risk altında? Nedenleri?

 

Bu hastalığa ait bulgular her yaşta görülebilir. Fakat yaşlılarda, özellikle erkeklerde 60, kadınlarda 70 yaşından sonra en fazla görülür. Yaş, bu hastalığın ortaya çıkmasında önemli bir faktördür. Genelde 50 yaşından sonra ortaya çıkan bu hastalık erkeklerde kadınlara nazaran biraz daha fazla görülür. Kadınlarda salgılanan östrojen hormonu bu hastalıktan koruyan önemli bir faktördür. Ama menopoz döneminden sonra bu hormonun miktarı azalacağı için koroner arter hastalığı riski artmaktadır.

 

Sigara bir çok hastalıkta olduğu gibi bu hastalığın oluşmasında da etken bir faktördür. Kalbin beslenmesini bozar. Düzensiz ve aşırı yağlı beslenen kişilerde kolesterol seviyesi yükselir. Tansiyon (kan basıncı) artar. Şeker hastası olanlar dikkat etmelidir. Alkol kullanımı da yakalanma riskini arttırır. Ayrıca stresli bir yaşam sürenler, spor yapmayanlar, hareketsiz bir yaşam tarzı seçenler risk altındadır.

 

Şüphesiz genetik faktörler koroner damar sertliğinin oluşmasında önemli bir etkendir. Bu hastalığa ait risk faktörleri (kolesterol yüksekliği, şeker hastalığı) kalıtsal olarak diğer aile bireylerine geçmektedir.

 

Koroner Arter Hastalığının Belirtileri

 

Koroner arter hastalığı hiç bir belirti vermeyebilir. Hastalığın şiddeti ve bulguları değişiklik gösterir. Hastalık ilerledikçe kalbin beslenmesi yetersizleşir. Kalbe yeterince kan gitmez ve göğüs ağrısı ortaya çıkar. Bu ağrı sol kola ve çeneye yayılır. Bazen kolda uyuşma hissi görülür. Koroner arter hastalığı olanların şikayetlerinden biri de hareket ederken özellikle egzersiz sırasında zorlanmalarıdır. Sıkıştırıcı bir ağrı olduğunu söylerler ve hareketi tamamlayamazlar. Dinlenme ihtiyacı hissederler. Dinlenmeden sonra bu ağrı geçebilir. Bunların dışında nefes almada güçlük çekme, göğüste basınç hissi ve yanma, yorgunluk kalp hastalığının belirtisi olabilir.

 

Stres durumunda bu şikayetlerin arttığı gözlenebilir. Çünkü damarlar daralmıştır ve kan ihtiyacı karşılanamamaktadır. Koroner arter hastalığının ilk belirtisi kalp krizi olabilir. Damar tıkanırsa doku beslenemez. O damarın tıkandığı yerdeki kalp dokusunda ölüm olur. İşte bu durum kalp krizidir. Kendiliğinden geçmez. Ağrı uzun sürelidir ve şiddetlidir. Hastanın hayatını tehlikeye atan bir durumdur. Acile başvurmak gerekir.

 

Koroner Arter Hastalığı Tanısı

 

Hastalığın tanısı için Kardiyoloji Uzmanına başvurarak gerekli yardımı alabilirsiniz. Doktorunuz sizin şikayetleriniz doğrultusunda şüphelendiği hastalık için bazı tetkikler isteyecektir.

 

EKG: Elektrokardiyografi adı verilen bu yöntemle kalbin atım düzeni, koroner arter hastalığı ve geçirilmiş kalp krizi hakkında bilgi elde edilir.

 

Eforlu EKG: Doktorun gerekli gördüğü durumda istenir. Hasta koşu bandı üzerinde koşarken kalp elektrosu kaydedilir. Damarların kalbi ne kadar oranda beslediğine bakılır.

 

Talyum miyokard sintigrafisi: Talyum nükleer bir maddedir. Bu madde damardan verilerek kalp kasının beslenmesine bakılır. Bu yöntemle kalbin yeteri kadar beslenmeyen yerleri tespit edilir.

 

Ekokardiyografik inceleme: Kalp kasının kasılması ve kalp kapakçıları hakkına bilgi elde edilir. Kalp ultrasonla incelenir.

 

Koroner Anjiografi: Damarların net bir şekilde görülmesi için damar yapısını inceleyen bir yöntemdir. Genelde tanı koymanın zor olduğu durumlarda uygulanır.

 

Koroner Arter Hastalığının Tedavisi

 

Kardiyoloji Uzmanları tarafından yapılan muayene sonrasında gerekli tetkikler sonucu hastaya en uygun tedavi yöntemi seçilir. Her hastaya aynı yöntem uygulanmaz. Hastanın şartları göz önünde tutularak kemoterapi (ilaç tedavisi) ya da cerrahi tedavi seçilir.

 

Genelde ilk tercih edilen yöntem ilaç tedavisidir. Hastalık kronik bir seyir gösterdiğinde tedavisi uzun sürer. İlaçla yapılan tedavinin amacı göğüs ağrısını önlemek, damarları genişletmek ve kalbin oksijen ihtiyacını azaltmaktır. Bu hastalığın oluşmasına neden olan faktörleri de ortadan kaldırmak amacıyla ilaçlar kullanılır. Şeker hastalığı, kolesterol yüksekliği gibi durumlarda bunları önlemek için de ilaçlar kullanılır. Ayrıca aspirin gibi kanın akışkanlığını arttıran ve damarda pıhtı oluşumunu engelleyen ilaçlarla olası kalp krizi riski azaltılır.

 

Uzm Dr Hakan Ulupınar=>Kardiyoloji Uzmanı

 

Çankırı Özel Karatekin Hastanesi

Bu haber 3766 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum