Tuzun Peşinde: Çankırı'dan Afrika'ya Uzanan Bir Bilim Yolculuğu
Artvin Çoruh Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hüdayi Ercoşkun, dünyanın ve Türkiye'nin dört bir yanından topladığı tuz örnekleriyle önemli bir çalışmaya imza atıyor.
29 Nisan 2025 - 19:52 - Güncelleme: 29 Nisan 2025 - 20:27
Artvin Çoruh Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hüdayi Ercoşkun, dünyanın ve Türkiye'nin dört bir yanından topladığı tuz örnekleriyle önemli bir çalışmaya imza atıyor. Topladığı tuzları, ileri laboratuvar teknikleriyle analiz ederek hem mineral zenginliğini hem de varsa ağır metal içeriklerini inceliyor.
Ancak Ercoşkun’a göre, tuz sadece tuz değil; aynı zamanda yer altında saklı duran çok daha değerli elementlerin de habercisi.
"Tuz Madenlerinde Sadece Tuz Yok"
Çankırı Tuz Madeni üzerinde yaptığı araştırmalar sırasında şaşırtıcı bir gerçekle karşılaştığını belirten Prof. Dr. Ercoşkun, “Tuzun yanında nadir toprak elementleri ve özellikle lityum gibi stratejik madenler de bulunuyor.
Dünya lityum üretiminin büyük bölümü Latin Amerika’daki tuz madenlerinden sağlanıyor. Çankırı’daki tuz madenleri de benzer bir oluşum sürecine sahip.
Okyanus suyunun zamanla buharlaşmasıyla oluşmuşlar. Önce lityum ve değerli mineraller, ardından tuz çöküyor. Yani tuz madenlerinin derinliklerinde büyük bir potansiyel yatıyor" dedi.
"Afrika’da Tuz Ülkesi: Cibuti"
Bu bilimsel çalışmaları sırasında Afrika kıtasında yer alan küçük ama stratejik önemi büyük olan Cibuti’ye de giden Ercoşkun, burada eşsiz bir doğa harikasıyla karşılaştı: Assal Gölü.
Deniz seviyesinin tam 153 metre altında bulunan Assal Gölü, dünyadaki en tuzlu göllerden biri. Gölün her bir litresinde yaklaşık 300 gram tuz bulunuyor.
Sıcaklığın yaz aylarında 50 dereceyi aştığı bu bölgede, tuz kristalleri doğanın büyüleyici bir sanat eseri gibi göl yüzeyini kaplıyor.
Prof. Dr. Ercoşkun, “Assal Gölü adeta tuzdan bir ülke gibi. Bilimsel olarak da ekonomik olarak da çok büyük bir değere sahip. Ayrıca gölü besleyen birkaç sıcak su kaynağı dışında başka su kaynağı yok. Bu da gölü çok özel kılıyor" ifadelerini kullandı.
"Cibuti’de Askeri Üsler ve Çin’in Büyük Hamlesi"
Assal Gölü’nün bulunduğu Cibuti sadece tuzuyla değil, jeopolitik önemiyle de dikkat çekiyor. ABD, Fransa, Japonya, İtalya ve İspanya gibi ülkeler burada askeri üs kurmuş durumda. Çin ise 2017 yılında Cibuti’de ilk denizaşırı askeri üssünü açtı ve dev bir ticari liman inşa etti.
Prof. Dr. Ercoşkun, Çin’in stratejisini şöyle özetliyor: "Çin burada sadece tuz peşinde değil. ‘Bir Kuşak Bir Yol’ projesiyle küresel ticaret yollarını kontrol etmek, Afrika’daki etkisini artırmak ve deniz güvenliğini sağlamak istiyor. Ayrıca lityum gibi kritik madenlere de ulaşmak için büyük adımlar atıyor."
"Tuzdan Maden Çıkarıyorlar"
Cibuti'de Çin'in kurduğu devasa rafineri tesislerine dikkat çeken Ercoşkun, bu tesislerin büyüklüğünün Çankırı'daki tuz rafinasyon kapasitesinin yaklaşık kırk katı olduğunu belirtti.
“Çinliler gölden aldıkları tuzlu suyu işleyip içindeki lityum ve diğer değerli mineralleri çıkarıyor, kalan tuzlu suyu tekrar göle bırakıyorlar. Yani sadece tuz değil, büyük bir teknoloji ve ekonomi de inşa etmişler" dedi.
Assal Gölü üzerine bilimsel projeler geliştirmek için üniversiteye başvurduğunu anlatan Prof. Dr. Hüdayi Ercoşkun, ne yazık ki bu projesinin de diğerleri gibi kabul edilmediğini söyledi.
Bununla birlikte, tuzun ve madenlerin önemini anlatmaya devam edeceğini belirterek, "Bilim yolunda engeller olsa da gerçekleri ortaya çıkarmaya devam edeceğiz" diyerek sözlerini tamamladı.
Bu haber 3150 defa okunmuştur.
FACEBOOK YORUMLAR