Mustafa Çelik

Mustafa Çelik


Zeki Babadağ (Teksas Zeki) Anısına

13 Mart 2021 - 20:53

10 Mart 2015 de Aramızdan Ayrılan...

Zeki Babadağ (Teksas Zeki) Anısına

Zeki Babadağ nasıl “Teksas Zeki” oldu?

Çankırı'nın tanınmış isimlerinden sanatçı Zeki Babadağ 10 Mart 2015 de 88 yaşında hayata gözlerini yumdu. Teksas Zeki lakabıyla tanınan Babadağ, Çankırı yaranı ve Çankırı Türküleri'ne büyük emek harcamıştı. Saz, keman, cümbüş gibi çeşitli müzik aletlerini büyük bir ustalıkla çalan, Teksas Zeki, Bayındırlık Müdürlüğünde yıllarca şoför olarak çalışmış ve bu kurumdan emekli olmuştur.

Av ve spor merakı nedeniyle, Çankırı da Avcılar Derneği Başkanlığı ve Çankırı Gençlikspor futbol takımında idarecilik de yapmıştır. Geçmiş yıllarda TRT’de canlı yayın programlarına sazı ile katılmış. 1960’lı yıllarda, Ankara, İstanbul başta olmak üzere, birçok il ve ilçede düzenlenen, Yaran Geceleri, Çankırı Gecelerine katılmış, Çankırı’nın tanıtımına katkı vermiştir. Zeki Müren’in Çankırı da askerlik yaptığı yıllarda, arkadaşları, Şeref’in Ahmet, Ebced Memed, Japon Recep ve Kör Ahmed ile sazende ekibi kurarak, Çankırı da Askeri Gazino da Zeki Müren’e eşlik etmişlerdir. (O yıllarda Şerefin Ahmet’in oğlu olan genç Atilla Timurel sesinin güzelliği ve yorumu ile Zeki Müren’in dikkatini çeker. Askerliği sona eren Zeki Müren, Atilla’yı İstanbul’a götürüp ses sanatçısı yapmak için Şeref’in Ahmet’ten izin ister.

“Atila’nın sesi çok güzel, ünlü bir sanatçı olur” der. Şeref’in Ahmet’in, lafını esirgemeyen Çankırılıya has cevabı ise gayet nettir. “İzin veremem, kendine benzetirsin” olur.) Kendi besteleri ve güfteleri olan Teksaz Zeki hakkında, son yıllarda Çankırı Üniversitesinden öğrenciler ve akademisyenler, “Teksaz Zeki”yi tez konusu yaparak, canlı kaynaktan bilgi almış güfteleri üzerinde çalışmalar yapmışlardır.

Zeki Babadağ bir röportajında “Teksas Zeki”nin doğuş hikayesini şöyle anlatmıştır. “Bizim gençliğimizde körüklü çizmeler modaydı! Bu çizmelerle birlikte aynı zamanda fötr de büyük rağbet görmekteydi! Ben de bu modanın etkisiyle çizme ve fötr kullanıyordum! Ruhsatsız silah taşımanın cezası da o yıllarda sadece ve sade 1 liraydı! Ne yapıp edip derme çatma da olsa bir silah sahibi oluyorduk gençliğin verdiği heyecanla! Başımda fötr şapka, ayaklarımda körüklü çizmeler! Belde de derme çatma silah olunca! Çankırı’da piyade okulu vardı. Ben de orada bulunan sinemada makinistlik yapıyordum. Bu kıyafetlerle makine dairesinde çalışırken, oraya gelen mezun olacak teğmenler de beni görünce başladılar bana takılmaya. Teksas Zeki. Bu yakıştırma dalga dalga çevreye yayılınca, adımız kaldı Teksas Zeki. Daha sonra 50’li yıllarda ben saz çalmaya merak sardım. Hayli de ilerlettim. Bazen Teksaz Zeki diyorlar, bazen de Teksas Zeki. Arasında önemli fark var! Benim gerçek lakabım Teksas Zeki’dir. Bundan da şikayetçi olmadım. Bu günlere kadar geldik.”




(
Yazan: İbrahim Zencirci)
 

Bu yazı 5987 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum