Önce Edep Ve Ahlak
Yazımın başlığı önce “Edep ve Ahlak” dedik, çünkü edep ve ahlak İslam inancının temel direği, uyulması gereken kuralların bütünü ve insan olmanın da gereğidir.
Ahlak konusunda daha öncede birkaç kez yazmıştım, çok şükür Müslüman bir ülkede yaşıyoruz, Buna çok güzel bir örnek; Zamanın birinde rahmetli Mehmet Akif Ersoy’un Avrupa seyahatinden dönüşünde "Hocam Avrupa nasıldı?" diye sormuşlar.
Mehmet Akif’te; "İşleri var dinimiz gibi, dinleri var işimiz gibi." demişti. Rahmetli Akif’in sözlerinden bizim anladığımız, Ülkemizde bütün olumsuzluklar insanlardan kaynaklanıyor, yani tabiri caizse insanlar ahlaken zayıf, keza tüm işlerimiz de bu zayıflığımızın eseri olsa gerek.
Hani Müslüman bir ülkede yaşıyoruz, bizim istediğimiz bir Müslüman ülkesinde insanların edep ve ahlakının en üst düzeyde olmasını isteriz, beni bu yazımın içeriği konusunda tenkit edenler, eleştirenler olabilir, aşağıda ki hatırlatmalarımdan sonra umarım beni destekleyenleriniz de olur kanaatindeyim.
Yüce Mevla’m insanları yaratırken diğer canlılardan en üstünü olması yanında, çok farklı olarak ta yaratmış, Yani insanlara akıl vermiş, aklını kullana bilme iradesine göre anlama yeteneği ‘izan’ vermiş, “idrak” edebilme gücü vermiş, fakat her ne hikmetse onu bir türlü doğru dürüst kullanamamışız. Nitekim ahlakı sınırlarının önü alınamayan yani azgınlaşan bir topluma Allah insanların doğru yola, onun istediği edep ve ahlaka yakışır bir seviyeye gelebilmesi için son peygamberi ve onun vasıtasıyla gönderdiği kutsal kitabımıza göre diyor ki; “İşte size benim sözlerim ve ilk emrim, okuyun, ilim, bilim sahibi olun, adil olun, adaletli olun, asla kul hakkı yemeyin, bu vesileyle harama el uzatmayın, yalan söylemeyin, canlı cansız bütün kainatı ben yarattım onu tahrip etmeyin ve onu koruyun” Öncelikle ve özellikle de “edep ve ahlaklı olun, iffetinizi de koruyun”. demiş.
Yani Yüce Yaratıcı insanlara “İnsan gibi insan olun” demiş.
Edep, ahlak ve iffetinizi koruyun derken konuyu biraz açmak istiyorum.
Bu yazımı okuyunca siz karar verin, acaba bu gün ahlâk sorunu olan ve bu yönde de eğilim gösteren bir toplumda mı yaşıyoruz?
Bizim atalarımız gelecek nesillerini şahsiyet sahibi ve ahlaklı olması için, her yaptığı işlerden sorumluluk vermiş, öncelikle ve özellikle büyüklerine saygıyı küçüklerine de sevgiyi, komşuluk ilişkilerini, arkadaşlık ve dostluğa olan fedakarlığı öğreten ve eğiten bir neslin evlatları olarak yetiştirilmesine özen göstermişler.
Çünkü bizim atalarımız, ticarette, esnaflıkta, pazarda, insan hayatında yaşanan her konuda dürüstlüğü ön planda tutan bir nesildi, bizim de bir çok konuda eksikliklerimiz olmasına rağmen o neslin devamı olarak kendimizi lanse ediyoruz.
Her meslek sahibi, yaptığı mesleğin ahlaki kurallarına uymak zorundadır. Yani o meslekte kuralları dejenere olmadan ahlaki kurallar içerisinde sürdürülmesi gerekir. Bu konuda bir çok örnek verebilirim ama tek bir örnekle geçiştirmek istiyorum; Gününüzde giyim sektöründe bazı kadın ve erkek giysileri moda diye veya modaya uygun değil diye sınıflandırılmış, Hele Anadolu’da kadın ve erkek giysileri modaya uygun olmadığından onların tabiriyle ‘demode, çağ dışı’ gibi sınıflandırılmış. Gençlerde ise kılık kıyafet artık günümüz modasını aşmış herkes kendine göre bir moda yaratmış. Yani giyimde bile ahlak sıfıra yaklaşmış, İnanca da saygı yok olmuş.
Evde Televizyonları açıyoruz, Ekranlarda resmi nikahlı eşini kaçıranlar, henüz evlenme yaşına gelmemiş çocuk yaşta kızlarla aşk yaşayanlar, evlilik vadiyle kandırılanlar, Türk örf ve adetlerine göre uygun olmayan saçma sapan diziler..
Eski Yeşilçam filmleri hiç olmazsa Anadolu aile yapısına, geleneklerine saygılı uygun filmler yapılarak aileye bağlılığı öğretirlerdi.
İnançlar alay konusu olmuş, en önemlisi de küçüğün büyüğe, büyüğünde küçüğe saygı yok olmuş.
Bizim nesil şimdi 75 ila 80 yaş arasında yaşamaya çalışıyoruz. Biz evlatlarımızın anne ve babanın sorumluluğunda olduğunu, eğitimin de evde başladığını bilen insanlarız, bizim zamanımızda köylerde kadın erkek harmanlarda birlikte oyun oynardık ama, hiçbir zaman karşı cinsimize namussuzluk yapacak bir hareketimiz veya art niyetli düşüncemiz asla olmamıştır. Bizler, kardeşim diye baktığımıza ölesiye sahiplenen bir nesilden geliyoruz..
Çünkü biz ve bizim atalarımız bizleri İslam kültürünün egemenliğinde Anadolu edep ahlakıyla yetiştirdiler.
Artık 21. Yüzyıldayız, Günümüzde nasıl ve nerede olursak olalım, “Dereyi geçinceye kadar keçiye Abdurrahman Çelebi” demek var ama, istediği makama, gelmek, veya istediği mal, mülk veya para uğruna babası yaşında adamlarla utanmadan aşk yaşamaya başlayan ne hevesli kızlarımız ile, bir erkek olarak utanarak itiraf ediyorum ki kızı hatta torunu yaşındaki kızlarla utanmadan birlikte olmaya heves eden ahlaksız erkekler türemiş bu ülkede..
Geldiğimiz nokta ve gidilen yol ürkütücü dostlar!..
Yani ahlak dibe vurmuş,
Bu nedenle, ailede anne ve babaya, okulda öğretmenlere bizlere çok büyük görevler düşmektedir.
Bizim toplumsal değerlerimizi öne çıkaran dizilerin yapılması gerekmektedir.
RÜTÜK denilen bir kurum var. Ben ne iş yaptığını bilmiyorum, kuruluş amacı nedir bilen varsa siyaset yapmadan yorumlarında belirtsin.
Görüşmek dileğiyle hoşça kalın sağlıklı kalın..
Necati Keskin
01 Haziran 2024
atay1348@gmail.com
FACEBOOK YORUMLAR