Zulüm: En Büyük Günah
Zulüm, insanlık tarihi boyunca toplumların huzurunu bozan, adalet duygusunu zedeleyen en büyük kötülüklerden biri olmuştur.

09 Ekim 2025 - 07:46
Asıl itibariyle zulüm, hak sahibine hakkını vermemek, bir şeyi lâyığı olmayan yerde kullanmaktır. En büyük zulüm ise Allah’ın hakkını Allah’tan başkasına vermek, yani şirk koşmaktır. Nitekim Hz. Lokman (a.s.), oğluna öğüt verirken, “Ey oğulcuğum! Allah’a şirk koşma. Gerçekten şirk büyük bir zulümdür.”
(Lokman, 31/13) demiştir. Kur’an’da şirk, affedilmeyecek en büyük günahlardan biri olarak zikredilmiş (Nisâ, 4/48), peygamberleri yalanlamak ve ayetleri inkâr etmek de zulüm olarak değerlendirilmiştir. (A’râf, 7/177; Nahl, 16/113)
Cahiliye döneminde Mekke’de güçlülerin zayıfları ezdiği, yabancıların sahipsiz bırakıldığı bir ortamda Yemenli bir tüccarın haksızlığa uğraması üzerine yapılan “Hilfü’l-fudûl” anlaşması, mazlumların hakkını korumak adına önemli bir gelişme olmuştur. Bu anlaşmaya genç yaşta katılan Hz. Muhammed (s.a.v), Peygamber olduktan sonra dahi bu anlaşmayı güzel bir hatıra olarak anmış ve zulmün karşısında olmanın önemini vurgulamıştır. (İbn Hanbel, I, 191; Beyhakî, es-Sünenü’l-kübrâ, VI, 603)
Zulüm, insanlık tarihi boyunca toplumların huzurunu bozan, adalet duygusunu zedeleyen en büyük kötülüklerden biri olmuştur. Kur’an-ı Kerim’de, “Asla zulmedenlere meyletmeyin. Yoksa size de ateş dokunur. Sizin Allah’tan başka dostlarınız yoktur. Sonra size yardım da edilmez.” (Hud, 11/113) buyrularak zulme rıza göstermenin dahi büyük bir günah olduğu bildirilmiştir. Sevgili Peygamberimiz (s.a.v) de, “Zulümden kaçınınız. Çünkü zulüm kıyamet gününde karanlıklar gibi karşınıza çıkar.” (Müslim; Birr, 56) buyurarak müminleri zulümden sakındırmıştır.
Zulüm, sadece inanç konusunda değil, sosyal hayatın her alanında yasaklanmıştır. Yüce Allah bir kudsi hadiste, “Ben zulmü kendime ve kullarıma haram kıldım. O hâlde siz de birbirinize zulmetmeyin.” (Müslim, Birr ve sıla, 55) buyurmuştur. Hz. Peygamber (s.a.v) ise Veda Hutbesi’nde, “Kanlarınız, mallarınız ve onurlarınız dokunulmazdır.” (Buhârî, İlim, 9; Müslim, Kasâme, 30) diyerek insanların birbirlerine karşı haklarını korumaları gerektiğini ilan etmiştir.
Ailede, eşlerin birbirine kaba ve kırıcı davranışları, çocuklar arasında ayrımcılık yapmak, anne babaya eziyet ve saygısızlık da zulüm kapsamına girmektedir. Peygamberimiz (s.a.v), “Allah’a ortak koşmak, anaya-babaya isyan ve ezâ etmek” (Buhârî, Edeb, 6) davranışlarını büyük günahların en büyüğü olarak nitelemiştir. Aynı şekilde akrabalık bağlarını koparmak, komşuya zarar vermek, başkasının malını haksızca almak da zulüm olarak yasaklanmış ve ahirette ağır bir azapla cezalandırılacağı bildirilmiştir. (Müslim, Birr, 18; Buhârî, Mezâlim, 13)
Toplumsal hayatta müslüman, zalimin karşısında, mazlumun yanında olmakla yükümlüdür. Resûlullah (s.a.v), “Zalim de olsa mazlum da olsa kardeşinize yardım edin.” (Müslim, Birr ve sıla, 62) buyurmuş, zalime yardımın onun zulmüne engel olmak olduğunu açıklamıştır. Bir kötülüğe şahit olan kişinin var olan kötülüğü ve zulmü eliyle, diliyle ya da en azından kalbiyle değiştirmesi gerektiğini belirterek, sessiz kalmanın zulmü artıracağını ifade etmiştir. (Müslim, İman, 78)
Bugün de dünyanın farklı bölgelerinde olduğu gibi Filistin’de yaşanan zulme rıza göstermek asla kabul edilemez. Peygamberimiz’in (s.a.v) öğrettiği gibi elimizle (boykot), dilimizle (gündem yaparak) ve kalbimizle (dua ederek) zulme karşı durmalı, mazlumların yanında olmalıyız. Mazlumun duası ile Allah arasında hiçbir engelin olmadığını hatırlatan Peygamberimiz (s.a.v), “Mazlumun bedduasından sakın. Çünkü mazlumun bedduası ile Allah’ın kabulü arasında hiçbir perde yoktur” (Buhârî, Zekât, 63) buyurmuş, zulmedenlerin ise dünyada ve ahirette cezadan kurtulamayacaklarını haber vermiştir.
Sonuç olarak İslâm, kişinin Rabbine şirk koşmasından başlayarak bütün zulüm çeşitlerini yasaklamış ve zulmedenlerin kurtuluşa eremeyeceğini açıkça bildirmiştir. Başkalarının hakkını ihlal edenler, kıyamet günü hak sahipleriyle hesaplaşmadıkça kurtulamayacaklardır. (Buhârî, Mezalim, 10) Bu sebeple Peygamberimiz (s.a.v), “Allah’ım! Fakirlikten sana sığınırım. Darlık ve zilletten sana sığınırım. Zulmetmekten ve zulme uğramaktan da sana sığınırım.” (Buhârî, Edebü’l-müfred, 236) diyerek bizlere zulümden uzak durmayı öğütlemiştir.
Müslüman, zalimin karşısında, mazlumun yanında yer almalı ve zulme karşı duyarlılığını her şartta korumalıdır.
Yusuf Aydoğan Çankırı İl Müftülüğü ADRB Vaizi
Bu haber 173 defa okunmuştur.
FACEBOOK YORUMLAR