Rektör Adayı Prof. Dr. Mehmet Sezai Türk "Türkiye Yüzyılına Uygun Bir Üniversite Hedefliyorum"
Prof. Dr. Mehmet Sezai TÜRK: “Çankırı Karatekin, uluslararası camiada tanınır bir üniversite olacak!”

29 Nisan 2025 - 20:12 - Güncelleme: 29 Nisan 2025 - 20:29
Çankırı’nın yetiştirdiği değerli akademisyen, uluslararası alanda tanınan bilim insanı ve Türk Dünyası’nın gönül elçisi Prof. Dr. Mehmet Sezai Türk, Çankırı Karatekin Üniversitesi Rektörlüğüne aday oldu. Kızılırmak doğumlu olan ve ilk, orta ve lise eğitimini Çankırı’da tamamlayan Prof. Dr. Türk, akademik kariyerinde elde ettiği başarılarla memleketinin gururu oldu.
Gazi Üniversitesi İletişim Fakültesi'nden 1993 yılında mezun olan Prof. Dr. Türk, akademik yolculuğuna 1994 yılında aynı üniversitenin Teknik Eğitim Fakültesi Matbaa Eğitimi Bölümünde araştırma görevlisi olarak başladı. Kariyeri boyunca iletişim ve medya alanında birçok önemli çalışmaya imza atan Sezai Hoca, Kırgızistan-Türkiye Manas Üniversitesi'nde Rektör Yardımcılığı görevinde bulunarak uluslararası akademik iş birliklerine katkı sağladı.
Türk Dünyası ve Türk Kültürü’ne yaptığı katkılardan dolayı birçok ödüle layık görülen Prof. Dr. Türk, rektör adaylığıyla ilgili sorularımızı cevaplandırdı. Sezai Hoca, üniversitelerin sadece akademik başarılarla değil, aynı zamanda memleketin kültürel ve sosyal değerleriyle de bütünleşmesi gerektiğini vurguluyor. Çankırı Karatekin Üniversitesi'ni, Türk Dünyası ile bağ kuran, kültürel mirasın taşıyıcısı olan ve uluslararası platformlarda ortak değer üretebilen bir kurum haline getirmeyi hedefliyor.
Çankırılılar, üniversitenin başında artık kendi içlerinden bir ismin olmasını arzuluyor. Prof. Dr. Mehmet Sezai Türk’ün adaylığı, bu beklentilere güçlü bir yanıt olarak görülüyor. Akademik birikimi, uluslararası deneyimi ve memleketine olan bağlılığıyla bilinen Prof. Dr. Türk, Çankırı Karatekin Üniversitesi'ni daha ileriye taşımak için hazır olduğunu belirtiyor.
Prof. Dr. Türk ile Çankırı Karatekin Üniversitesi rektörlüğü adaylığı üzerine kapsamlı bir röportaj gerçekleştirdik. Röportaj, adaylık sürecini, akademik birikimini, yönetim anlayışını ve üniversite için gelecek planlarını ele alıyor. Dört bölüm halinde yayınlanacak röportajın bu ilk bölümünde, Prof. Dr. Türk adaylık motivasyonunu, eğitim kalitesini yükseltme stratejilerini ve Karatekin Üniversitesi'ne sağlayacağı katkıları açıklıyor.
Memleket Sevdasıyla Şekillenen Bir Akademik Yolculuk
Sayın Hocam, öncelikle adaylığınız hayırlı olsun. Çankırı Karatekin Üniversitesi Rektörlüğü için aday olmanızdaki temel motivasyonlarınız nelerdir? Adaylık kararınızın arka planında hangi düşünceler ve hedefler yer alıyor?
Prof. Dr. Mehmet Sezai Türk: Teşekkür ediyorum. Çankırı Karatekin Üniversitesi Rektörlüğü’ne aday olmam, uzun yıllara yayılan akademik ve idari birikimimin, üniversite vizyonuna dönüştürülmesi arzusundan doğmuştur. Benim için bu görev, yalnızca bir makam değil; bilgiyi, iradeyi ve tecrübeyi kamu yararına sunmanın bir yoludur. Aynı zamanda bir doğduğum, büyüdüğüm, yaşadığım, evladı olmaktan gurur duyduğum, bugünlere gelmemde büyük emeği olan, bu topraklara yani Çankırı’mıza bir vefa borcudur.
Çankırı Karatekin Üniversitesi’nin benim dünyamda yeri başkadır. 1995 yılında şehrimize üniversite kurulmasına yönelik yapılan çalışmalarda ve oluşturulan kurulda fiili olarak yer aldım ve kuruluş hayalini yaşayanlardanım. Benim için Karatekin Üniversitesi bir görevi yerine getirmekten ziyade aynı zamanda memleketime bir gönül borcumdur.
Kızılırmak’ta doğdum, ilk, orta ve lise eğitimimi Çankırı’da tamamladım. Memleketimle kurduğum bu güçlü bağ, akademik ve mesleki hayatımın her döneminde bana ilham kaynağı oldu.
1993 yılında Gazi Üniversitesi İletişim Fakültesinden mezun olduktan sonra, 1994 yılında aynı üniversitenin Teknik Eğitim Fakültesi Matbaa Eğitimi Bölümünde araştırma görevlisi olarak akademik yolculuğuma adım attım. 1995-1996 yıllarında tamamladığım vatani görevimin ardından, 1997 yılında Bilim Uzmanlığı, 2003 yılında ise Doktora derecemi aldım.
Gazi Üniversitesi'nde; öğretim üyeliği, Matbaa Eğitimi Bölüm Başkanlığı, Gazi Meslek Yüksekokulu Müdür Yardımcılığı, Görsel-İşitsel Teknikler ve Medya Yapımcılığı Bölüm Başkanlığı gibi pek çok akademik ve idari görevde bulundum.
2010 yılında İletişim Bilimleri alanında Doçent, 2017 yılında ise Profesör unvanını aldım. Gazi Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo Televizyon ve Sinema Bölümünde bölüm başkanlığı yaptım. 2018’den bu yana Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi'nde profesör olarak görev yapmaktayım. Hali hazırda Radyo Televizyon ve Sinema Bölüm Başkanıyım.
2021 yılı Kasım ayında Kırgızistan Manas Üniversitesi İletişim Fakültesine dekan olarak görevlendirildim. 2022-2024 yılları arasında bu üniversitede dekanlık görevinin yanı sıra rektör danışmanlığı ve rektör yardımcılığı görevlerini de üstlendim.
Sadece üniversitelerde değil, çeşitli kamu ve sivil toplum kuruluşlarında da görev aldım. Sağlık Sen Stratejik Araştırmalar Merkezi (SASAM) Yönetim Kurulu üyeliği, Adalet Bakanlığı Yargı-Medya İlişkileri Projesi danışmanlığı, Kültür Bakanlığı Sinema Teşvik Kurulu üyeliği ve ÜAK Doçentlik Kurulu üyelikleri bu görevlerden bazılarıdır.
Avrupa Birliği ve çeşitli projelerle; İngiltere, Almanya, İspanya, İtalya, Hollanda, Libya’da çalışmalarda bulundum. Ulusal ve uluslararası jüri üyelikleri, TSE raportörlükleri ve bilirkişilik gibi görevlerle hem bilimsel hem uygulamalı sahalarda aktif rol üstlendim. Bilimsel yayınlarım arasında 24 uluslararası makale, 8 ulusal makale, 42 uluslararası tebliğ, 33 kitap bölümü, 4 kitap ve çok sayıda kamuoyu araştırması yer almakta. Ulusal ve uluslararası dergilerde 21 editörlük, çok sayıda hakemlik yaptım.
Türk Dünyası’na duyduğum aidiyetle Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan, Türkmenistan ve Türkiye arasında kültürel köprüler kurmaya çalıştım. Türk Dünyası sineması üzerine yazılar kaleme aldım; çalıştaylar, sempozyumlar ve festivallerin organizasyonlarında yer aldım. Türkçe bilmeyen Türk topluluklar üzerine yürüttüğüm projelerle de bu alanlara katkı sunmaya gayret ettim.
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı tarafından 8-9 Ocak 2025 tarihlerinde Ankara'da düzenlenen 2. İletişim Şûrası’nda “Radyo ve Televizyon Yayıncılığında Yeni Yaklaşımlar” başlıklı oturumun başkanlığını yaptım. "Türkiye Yüzyılı: İletişimin Yüzyılı" temasıyla gerçekleştirilen şûrada, iletişim sektörünün öncüleri ve liderleriyle medya sektörüne yönelik yeni çözüm önerilerinin oluşturulmasına katkı sundum.
Bu çabalarım, çeşitli ödüllerle takdir edildi. “Üstün Hizmet Beratı”, “Yayın Teşvik Ödülü”, Manas Üniversitesi 25. Yıl Nişanı, Kırgız Sinemasına katkıdan dolayı verilen madalya ve belge, Türk Dünyasına Hizmet Ödülü ile 2024 yılında “Yılın Bilim İnsanı” ödülü ve plaketi bunlardan bazılarıdır.
Türk milletinin mensubu olmaktan gurur duyduğum gibi, Çankırı’mızın bir mensubu olmaktan her zaman onur duydum. Bu şehirde doğdum, büyüdüm ve şekillendim. Bana kattığı değerler ve güzellikler için Çankırı’ya minnettarım.
Sayesinde edindiğim bütün bilgi ve tecrübemi şehrimizin hizmetine, üniversitemize sunmak istiyorum.
Benim için üniversiteler sadece bilgi aktaran değil; aynı zamanda değer üreten, topluma ilham veren ve bulundukları şehirleri dönüştüren kurumlardır.
Çankırı’mız gibi köklü bir tarihi ve kültürel mirasa sahip şehrimizde, üniversitenin çok daha aktif, öncü ve yön verici bir rol üstlenmesi gerektiğine inanıyorum.
Türkiye’nin üniversitelerinin küresel rekabet gücünü artırmak için "disiplinler arası yenilikçi teknoloji" ve "sürdürülebilir kalkınma" alanlarına odaklanması gerektiğini düşünüyorum. Çünkü disiplinler arası yenilikçi teknoloji, sürdürülebilir kalkınma ve uluslararasılaşma gibi alanlarda üniversitelere yapılacak yatırımlar, Türkiye Yüzyılı vizyonunun temel taşlarını da oluşturacaktır.
Bu doğrultuda, akademik hayatta edindiğim tüm bilgi ve deneyimi, özveriyle ve köklerime duyduğum saygıyla Çankırı Karatekin Üniversitesi'nin geleceğine taşımak istiyorum. Öğrencilerimizin hem akademik hem de insani anlamda gelişimlerine katkı sunmak; üniversitemizi ulusal ve uluslararası düzeyde saygın, etkin ve tercih edilen bir kurum haline getirmek temel hedefimdir.
Üniversitemizi, sadece bir eğitim kurumu değil, aynı zamanda bölgenin sosyo-ekonomik dönüşümüne öncülük eden bir lokomotif haline getirmek, en büyük arzumdur.
Bu yolda, akademik kadromuzun, öğrencilerimizin ve Çankırı halkının iş birliğiyle, ortak bir vizyon etrafında birleşerek, üniversitemizi hak ettiği yere taşıyacağımıza inanıyorum. Sorunuz için tekrar teşekkür ederim; bu, akademik birikim ve vizyonumu paylaşmak için değerli bir fırsat oldu.
“Üniversitemiz Hem Yerel Hemde Küresel Ölçekte Bir Marka Haline Gelecek”
Rektör seçilmeniz halinde, üniversitenin eğitim kalitesini yükseltmek için ne gibi somut adımlar atacaksınız? Özellikle hangi bölümlerde ve programlarda iyileştirmeler yapmayı planlıyorsunuz?
Prof. Dr. Mehmet Sezai TÜRK: Eğitim, sadece bilgi aktarmak değil; bireyi düşünmeye, üretmeye ve yaşadığı topluma karşı sorumluluk duymaya sevk eden bir süreçtir. Bu anlayışla, rektörlük görevine geldiğim takdirde üniversitemizin eğitim kalitesini çok boyutlu bir yaklaşımla ele alacağım.
Rektörlük sürecim, ilgili mevzuatlar ve yükseköğretim kurumlarının belirlediği kurallar çerçevesinde değerlendiriliyor. Nihai karar ise Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın takdirlerine bağlı. Eğer kendileri uygun görür ve bu göreve layık görülürsem, hiç vakit kaybetmeden büyük bir sorumluluk bilinciyle yola çıkacağım. Çankırı Karatekin Üniversitesini bulunduğu yerden daha ileriye taşımak için gece gündüz demeden çalışmaya hazırım. Bu yolculukta üniversitemize, öğrencilerimize ve şehrimize değer katacak her adımı hep birlikte atmak en büyük arzum.
Disiplinler arası yenilikçi teknoloji ve sürdürülebilir kalkınma geleceğimizin anahtarıdır. Bu alanlarda kim öne geçerse, geleceği o kuracaktır. Bu bağlamda Çankırı Karatekin Üniversitesi’nin çok önemli bir fırsatın eşiğinde olduğunu düşünüyorum. Bu çerçevede ilk adım olarak akademik programlarımızı sadece teoriye dayalı değil, aynı zamanda uygulama temelli hale getirmek öncelikli hedefimiz olacaktır. Mühendislik, sağlık bilimleri, ziraat, fen ve sosyal bilimler gibi uygulama yoğun alanlarda laboratuvar altyapılarını yenileyerek, sektörel iş birlikleriyle öğrencilerimizin sahaya entegre olmasını sağlayacağız. Özellikle yeni teknolojilerin kullanımı ve dijital öğrenme ortamlarının geliştirilmesi önceliklerimiz arasında olacaktır. Bunun yanı sıra, öğretim üyelerinin araştırmalarını desteklemek için fon ve kaynak sağlamayı da hedefliyorum. Bu noktada özellikle şehrimizden yetişen, sanayicilerimizi, iş adamlarımızdan ellerini taşın altına koymalarını rica edeceğiz.
Şunu hepimiz çok iyi biliyoruz: Eğitimde kaliteyi belirleyen en önemli unsur, güçlü ve nitelikli bir akademik kadrodur. Üniversitemizde gerçekten işini seven, alanında yetkin ve öğrencilerine değer veren pek çok kıymetli hocamız var. Bu bizim en büyük gücümüz. Bununla birlikte, daha önce üniversitemize ve Çankırı’mıza katkı sağlamış ama çeşitli nedenlerle yollarımız ayrılmış olan arkadaşlarımızla da yeniden görüşeceğim, istişare edeceğim. Onların deneyimlerinden ve enerjilerinden faydalanmak, üniversitemize güç katacaktır.
Akademisyen arkadaşlarımızın mesleki gelişimlerine her zaman önem verdim.
Bu nedenle hem düzenli eğitim programları düzenleyeceğiz hem de yurtdışı araştırma ve iş birliği fırsatlarını artıracağız. Gazi Üniversitesi’nde çalıştığım dönemde çok güzel projelere imza atıldı; hocalarımız Amerika ve Avrupa’da kendilerini geliştirme, oradaki meslektaşlarıyla ortak çalışmalar yürütme imkânı buldu.
İnşallah Sayın Cumhurbaşkanımızın takdirleriyle görev verilirse, benzer bir vizyonu Çankırı Karatekin Üniversitesi’nde de hayata geçirmeyi planlıyorum.
Arzum, üniversitemizde görev yapan her hocamızın, belirlenen şartlar doğrultusunda dünyanın saygın üniversitelerinde bulunarak hem kendilerini geliştirmesi hem de buraya döndüklerinde bu birikimi öğrencilerine ve üniversitemize yansıtmalarıdır.
Ayrıca bütün fakülteler de kalite güvence sistemlerine entegre olacak şekilde uluslararası akreditasyon süreçlerini hızlandıracağız. Bu süreç, yalnızca uluslararası tanınırlık için değil, aynı zamanda iç kaliteyi sürdürülebilir kılmak adına büyük önem taşımaktadır.
Eğitimin merkezinde öğrenciler yer alıyor. Öğrencinin katılımcı olduğu, sorguladığı, ürettiği bir üniversite arzu ediyorum. Bu doğrultuda öğrenci geri bildirim sistemlerini kurumsallaştıracağız. Öğrencilerimiz yalnızca dinleyen değil, süreci birlikte inşa eden bireyler olacaktır. Bunun yanında öğretim üyelerimize dijital pedagojik formasyon programları sunarak, günümüz gençliğinin öğrenme alışkanlıklarına uygun yöntemlerle eğitim verilmesini destekleyeceğiz.
Dijitalleşme, günümüzde eğitimde dönüşümün en önemli taşıyıcısıdır. Pandemi sürecinde bütün dünya bunu yakından gördü. Dijital öğrenme platformlarını güçlendirecek, sanal laboratuvarlar kuracak ve hibrit eğitim modelini kalite odaklı bir sistemle yaygınlaştıracağız. Eğitim teknolojilerini sadece bir “araç” değil, “yaklaşım” olarak ele alan bir dijital dönüşüm stratejimiz olacaktır.
Ayrıca, üniversitemizin bulunduğu coğrafyanın potansiyelini göz önünde bulundurarak, Çankırı’nın kültürel mirasını yansıtan alanlarda—turizm, gastronomi, el sanatları gibi—yeni bölümler açmak suretiyle hem istihdamı destekleyecek hem de bölgesel kalkınmaya katkı sağlayacağız.
Şunu da özellikle vurgulamak istiyorum. Üniversitenin eğitim misyonu yalnızca bireysel başarıyı değil, toplumsal dönüşümü de hedeflemelidir. Öğrencilerimizi sadece mesleki yeterliliklerle değil, aynı zamanda ahlaki sorumluluk, etik farkındalık ve toplumsal duyarlılık gibi değerlerle donatmak temel önceliğimiz olacaktır. Çünkü biz; bilgi ile değer arasındaki köprüyü kurabildiğimiz ölçüde, nitelikli bir üniversite ikliminden söz edebiliriz.
Çankırı Karatekin Üniversitesi’nin 2023’te kazandığı “Sektörel Tuz ve Tuz Temelli Stratejik Ürünler” ihtisas üniversitesi unvanını, uluslararası alanda bir marka haline getireceğiz. Tuzun enerji, sağlık ve turizm alanlarındaki kullanımı üzerine geliştirilen projeleri, uluslararası bilimsel platformlarda tanıtacağız. Örneğin, Haloterapi Merkezi’ni sağlık turizmi ve bilimsel araştırmalar için küresel bir çekim noktası yapacağız. Bölgesel kalkınma odaklı projelerimizi, Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri ile uyumlu hale getirerek, uluslararası sıralamalarda sosyal etki puanımızı artıracağız.
Eğitim kalitesini yükseltirken, Çankırı Karatekin Üniversitesi’ni hem yerel hem de küresel ölçekte bir marka haline getirmek için tüm paydaşlarla iş birliği içinde çalışacağız. Akademisyenlerin birikimi, gençlerin merakı ve sektörün dinamizmi birleştiğinde, ortaya çıkan güç Çankırı’nın sınırlarını aşacaktır. Sorunuz için teşekkür ederim; bu, üniversiteyle ilgili hedeflerimi detaylandırmak için bana önemli bir fırsat sundu.
Uluslararası deneyim, ortak akılla yönetim
Akademik ve idari tecrübeleriniz hakkında bilgi verir misiniz? Bu birikiminiz üniversitemize nasıl bir katkı sağlayacak? Yönetim anlayışınızda hangi ilkeleri ön planda tutacaksınız?
Prof. Dr. Mehmet Sezai Türk: Akademik hayatım, iletişim bilimleri alanında başladı. Ancak bu yolculuk yalnızca akademik üretimle sınırlı kalmadı; aynı zamanda çok yönlü bir idari sorumluluk sürecine de dönüştü. Daha önce bahsettiğim gibi uzun yıllar boyunca Gazi Üniversitesi ve Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi başta olmak üzere çeşitli yükseköğretim kurumlarında öğretim üyeliğinin yanı sıra bölüm başkanlığı, yüksekokul müdür yardımcılığı, fakülte dekanlığı, rektör danışmanlığı ve son olarak da Kırgızistan Manas Üniversitesi'nde rektör yardımcılığı görevlerini üstlendim. Bu görevler bana, üniversitenin akademik ve idari yapılarının bir bütün olarak nasıl çalıştığını, nasıl geliştirilebileceğini ve nelere ihtiyaç duyduğunu somut biçimde gösterdi.
Bir üniversitede alınabilecek bütün görevleri aldım. Bölüm Başkanlığı, Yüksek Lisans Programı Anabilim Dalı Başkanlığı, Müdür ve Müdür Yardımcılığı, Senato Üyeliği, Dekanlık, Rektör Yardımcılığı… Görevlerim süresince hem akademik hem de idari süreçlerin bütüncül bir yönetimle nasıl uyumlu hale getirilebileceğini tecrübe ettim. Ayrıca, rektör yardımcılığı görevim sırasında üniversitenin genel stratejilerinin belirlenmesi, bütçe yönetimi, uluslararası iş birliklerinin geliştirilmesi ve kurumsal iletişim faaliyetlerinin yürütülmesi gibi konularda önemli sorumluluklar üstlendim. Söz konusu deneyimlerim, öğrenci-öğretim üyesi ilişkilerinden kurumsal yönetişim modellerine kadar çok sayıda alanda uygulamaya dönük bilgi ve tecrübe kazanmamı sağladı.
Üniversitenin sadece akademik başarılarla değil, yönetim kalitesiyle de yükseldiğine yürekten inanıyorum. Bu yüzden edindiğim tüm bu birikimi Çankırı Karatekin Üniversitesi’nin gelişimine yön verecek şekilde değerlendirmeye hazırım.
Yönetim anlayışımda dört temel değer öne çıkar: Şeffaflık, katılımcılık, adalet ve hesap verebilirlik. Üniversite, sadece yöneticilerin karar aldığı değil, tüm bileşenlerin katkısıyla gelişen bir yapıdır. Benim anlayışıma göre “ortak akıl” yalnızca bir yönetim tekniği değil, aynı zamanda bir ahlaki sorumluluktur.
Akademisyenlerimizin bilgi üretim süreçlerini desteklerken özgürlük ve bilimsel etik ilkelerinden sapmadan; idari personelimizin katkılarını ise liyakat temelli bir sistemle değerlendirmeyi esas alıyorum.
Üniversite yönetimi, sadece yukarıdan aşağıya bir karar alma süreci değil, aksine tüm paydaşların aktif katılımıyla şekillenen bir istişare platformu olmalıdır. Senato, fakülte kurulları, öğrenci temsilcilikleri ve akademik danışma yapıları gibi organları sadece prosedürel araçlar olarak değil, “aktif karar üretme merkezleri” olarak konumlandırılmalı, karar alma süreçlerinde daha etkin ve fonksiyonel hale gelmelidir. Üniversite yönetimini yukarıdan aşağıya değil, yan yana durarak ve birlikte karar vererek yürüteceğiz. Şeffaflık, katılımcılık, hesap verebilirlik ve adalet ilkeleri yönetim anlayışımın temelini oluşturacaktır.
Kısacası, akademik ve idari tecrübemi, yalnızca bir geçmiş birikimi değil; aynı zamanda geleceği kurmak için kullanılacak bir rehber olarak görüyorum. Çankırı Karatekin Üniversitesi’ni, bütün paydaşlarla birlikte yönetmek, birlikte yükseltmek istiyorum.
“Akademi ile iş dünyası arasında köprüler kurmayı hedefliyorum”
Çankırı Karatekin Üniversitesi'nin mevcut durumu ve gelişim potansiyeli hakkında neler düşünüyorsunuz? Üniversitenin güçlü ve zayıf yönleri sizce nelerdir? Bu bağlamda, öncelikli olarak ele alacağınız sorunlar nelerdir?
Prof. Dr. Mehmet Sezai TÜRK: Çankırı Karatekin Üniversitesi, 2007 yılında kuruldu. Genç, dinamik ve yeniliğe açık yapısıyla üniversitemiz, bölgesinde dikkat çeken bir eğitim kurumu hâline geldi. Yıllar içerisinde öğrenci sayısındaki artış, akademik çeşitlilik ve fiziki altyapıdaki ilerleme bu potansiyelin en somut göstergeleridir.
Üniversitemizin güçlü yönleri arasında; alanında yetkin, genç ve üretken bir akademik kadroya sahip olması, öğrenci sayısı, kampüs altyapısı ve bölgesel etkisi giderek artan sosyal sorumluluk projeleri sayılabilir.
Ancak tüm bu olumlu gelişmelere rağmen üniversitemizin hâlâ çözülmesi gereken bazı yapısal sorunları bulunduğunu da göz ardı edemeyiz. En önemli meselelerden biri, akademik üretkenliğin ve araştırma altyapısının sürdürülebilirliğidir. Araştırma merkezlerinin yeterince aktif olmaması, ulusal ve uluslararası iş birliklerinin sistematik olarak kurulamamış olması ve bazı bölümlerdeki akademik kadro eksikliği, çözülmesi gereken başlıca alanlardır.
Ayrıca, dijital altyapının ihtiyaçlara tam olarak cevap verememesi ve bazı akademik programların güncellenmemiş olması da zayıf yönlerimizdendir. Yerel medyadan öğrendiğim kadarıyla çok sayıda öğretim üyesi, üniversite yönetimiyle yaşadığı sıkıntılar nedeniyle farkı üniversitelere gitmek zorunda kalmıştır. Bu nedenle bazı fakülte ve bölümlerde öğretim elemanı yetersizlikleri söz konusudur; bu durum ise hem programların niteliğini hem de öğrenci memnuniyetini olumsuz etkilemektedir.
Uluslararasılaşma konusunda hâlâ almamız gereken bir mesafe var. Öğrenci ve akademisyen hareketliliğini artıracak ikili anlaşmalar, ortak diplomalar ve uluslararası kongre organizasyonları bu yönde öncelikli hedeflerim arasında yer alacaktır. Etkileyici manzaraları ve zengin bitki örtüsüyle Orta Anadolu’nun en önemli turizm merkezlerinden birisi olan Ilgaz Dağımız neden uluslararası akademik toplantılarının yapıldığı bir kongre merkezi haline gelmesin?
Üniversitemizin dünya ile daha fazla temas kurması, yalnızca akademik değil, kültürel ve ekonomik açıdan da ciddi bir sinerji yaratacaktır.
Üniversitemizin uluslararasılaşma çalışmalarını hızlandırmak, araştırma projelerinin sayısını ve bütçesini artırmak, sanayiyle olan iş birliğini güçlendirmek, mali kaynakları çeşitlendirmek ve öğrenci memnuniyetini artırmak için kapsamlı ve sürdürülebilir adımlar atmayı planlıyorum. Ayrıca, fiziki altyapıyı güçlendirmek, laboratuvar imkanlarını artırmak ve yeni programlar açarak öğrencilerimizin ihtiyaçlarına cevap vermek, üniversitemizi bir cazibe merkezi haline getirmek de öncelikli hedeflerim arasında olacaktır.
Bir diğer kritik konu ise üniversite-sanayi iş birliği. Çankırı ve çevresindeki sanayi kuruluşlarıyla güçlü ve sürdürülebilir ortaklıklar kurarak öğrencilerimize daha fazla uygulamalı öğrenme ve istihdam imkânı yaratmalıyız. Aynı zamanda üniversitemizin araştırma çıktılarının sanayiye transfer edilmesini sağlayacak mekanizmaları ve özellikle yeni kurulan teknokent imkanlarını güçlendirmeyi hedefliyorum.
Finansal kaynakların çeşitlendirilmesi, üniversitemizin geleceği açısından hayati bir mesele. Açık konuşmak gerekirse, Çankırı uzun yıllardır göç veren bir şehir.
Bugün İstanbul’da, Ankara’da ve daha nice büyükşehirde sanayiye, ticarete yön veren, ülkemize ciddi katkılar sunan çok sayıda hemşehrimiz var. Ne var ki, bu değerli insanların üniversitemizle güçlü bağlar kurmaları için bugüne kadar yeterince çaba gösterilmediğini üzülerek görüyorum. Bu, geçmiş dönem yönetimlerinin ciddi bir ihmali, hatta belki de kayda değer bir eksikliği.
Çankırılı bir akademisyen olarak bu eksikliği gidermeyi öncelikli hedeflerden biri olarak görüyorum. Hemşehrilerimizle bağlarımızı kuvvetlendirmek, onları üniversitemizin bir parçası hâline getirmek için elimden geleni yapacağım.
Çünkü biliyorum ki, yeter ki gönülden bir davet gelsin; Karatekin Üniversitesi için hiçbir destekten kaçınmazlar. Bu konuda bana iletilen sitemleri kulak ardı etmem mümkün değil. Tanıdığım birçok Çankırılı iş insanı, “Bize neden kimse ulaşmadı?” diye soruyor. Bu sesi duymak, bu beklentiyi karşılamak zorundayız.
Üniversitemizin sadece kamu kaynaklarına mahkûm kalmadan; proje gelirleri, ulusal ve uluslararası fonlar, bağışlar ve sponsorluklarla daha esnek, daha güçlü bir mali yapıya kavuşması için kararlılıkla çalışacağım. Ben şuna inanıyorum: Karatekin Üniversitesi’nin potansiyeli büyük, destekle de daha da büyüyecek.
Öğrenci memnuniyeti bir hedef değil, bir yönetim kültürü olmalıdır. Fiziki olanaklardan akademik danışmanlığa, kültürel etkinliklerden kariyer planlamaya kadar pek çok alanda öğrencilerimizin kendilerini değerli hissetmelerini sağlamak zorundayız. Bu bağlamda, sosyal yaşam alanlarının artırılması, öğrenci kulüplerinin desteklenmesi ve akademik danışmanlık sisteminin yeniden yapılandırılması ilk adımlarımız arasında yer alacaktır.
Üniversitemizin potansiyeline yürekten inanıyorum. Doğru adımlarla, birlikte yönetilen, birlikte gelişen bir yapıyla Çankırı Karatekin Üniversitesi’nin, örnek bir kurum olacağından, İç Anadolu’nun en önemli üniversitelerinden biri haline geleceğinden şüphem yoktur. Zaten üniversitenin kuruluş amacı da buydu.
Bunu Karatekin Üniversitesi’nin kuruluş çalışmalarında yer almış birisi olarak söylüyorum. Çankırı Karatekin Üniversitesi’nin kuruluş sürecinde, Sayın Nevzat Ayaz başkanlığında oluşturulan istişare heyetlerinde bizzat görev aldım. Kuruluş aşamasında yapılan vizyon toplantılarında, bu üniversitenin sadece fiziki değil, fikirsel temellerinin atıldığı ortamlarda genç bir akademisyen olarak bulundum.
Yani bu kurum bana yabancı değil; aksine ilk adımlarından itibaren parçası olduğum bir yapıdır. Bu yakınlık, üniversitenin geçmişiyle geleceği arasında sağlıklı bir köprü kurmamı mümkün kılacaktır.
Üniversitemizi daha da büyütmek için öncelikli hedefim, fakülteler arası eşgüdümü güçlendirmek, kalite güvencesi sistemini işler kılmak ve Ar-Ge faaliyetlerinin üniversitenin vizyonuna yön vermesini sağlamaktır. Bunun yanında, öğrenci memnuniyetini artıracak sosyal ve kültürel ortamı oluşturmak, yerel toplulukla üniversite arasındaki duvarları kaldırmak da önemsediğim başlıklardır. Akademik kadronun niteliksel gelişimi, lisansüstü programların yeniden yapılandırılması, kurumsal kimliğin netleştirilmesi ve dış paydaşlarla sürdürülebilir ilişkilerin kurulması da öncelik vereceğim konular arasında yer alıyor.
Burada bir noktaya dikkat çekmek istiyorum: Çankırılı çok sayıda akademisyen, bugün Türkiye’nin dört bir yanında, önemli üniversitelerde, ciddi görevler üstleniyor. Kimi dekan, kimi bölüm başkanı, kimi rektör yardımcısı, hatta rektör.
Birçoğu bilimsel başarılarıyla takdir gören, alanında saygınlık kazanmış isimler. Fakat ne yazık ki, bu kıymetli akademisyenlerin doğdukları, büyüdükleri, aidiyet duydukları bu topraklara olan mesafeleri zamanla artmış gibi görünüyor.
Artık bu sessizliğin son bulması gerektiğine inanıyorum. Çankırı’nın evlatları olarak, bu şehrin yarınlarına karşı hepimizin bir borcu var. Rektörlük adaylığımı bu çerçevede de değerlendirebilirsiniz. Rektörlük adaylığımı sadece bir idari görev değil, aynı zamanda bir çağrı olarak da görebilirsiniz. Bu çağrı, sadece bana değil, bu şehirle gönül bağı olan tüm akademisyenleredir: Gelin, bilgi birikiminizi, deneyiminizi, ilginizi bu üniversitenin hizmetine sunun. Birlikte düşünelim, birlikte üretelim, birlikte yükselelim.
Çünkü ben, bir üniversitenin sadece kamu kaynaklarıyla ayakta durabileceğine inanmıyorum. Günümüzün dünyasında, üniversiteler artık sadece bilgi üreten kurumlar değil; aynı zamanda şehirleriyle, iş dünyasıyla, sivil toplumla iç içe çalışan, topluma yön veren aktörlerdir. Bu noktada özel sektörle kurulacak iş birlikleri, sivil toplum kuruluşlarının katkıları ve özellikle de Çankırılı hayırsever iş insanlarımızla geliştirilecek ilişkiler, üniversitemize maddi desteğin çok ötesinde, vizyoner bir dinamizm kazandıracaktır.
Eminim ki iş dünyamız da bu konuda sorumluluk almaya hazır. Zira bugüne kadar birçok girişimci hemşehrimizden bu yönde samimi dilekler, öneriler dinledim. Fakat üzülerek belirtmeliyim ki, bu bağlar yıllar içinde yeterince kurulamamış. Gerekli adımlar atılmamış, karşılıklı güven ve iletişim yeterince inşa edilememiş. Bunun birçok sebebi olabilir. Belki de geçmişte göreve getirilen bazı rektörlerin şehir dışından gelmiş olması, bu bağın kurulamamasında etkili olmuştur. Elbette bu bir suçlama değil. Bunda söz konusu arkadaşlarımızın bir eksiği de olmayabilir. Ancak bir şehri, o şehrin insanını, kültürünü, sosyal dokusunu ve dinamiklerini tanımadan, o şehirle kalpten bir bağ kurmadan bu tür stratejik ilişkileri geliştirmek gerçekten çok zor.
Ben bu açığı kapatmayı, akademi ile iş dünyası arasında sağlam ve kalıcı köprüler kurmayı son derece önemsiyorum. Yalnızca üniversiteyi büyütmek için değil, Çankırı’nın topyekûn kalkınmasını sağlamak için de bu iş birliğine ihtiyaç var. Şehrimizin kültürel, ekonomik ve sosyal potansiyelini üniversiteyle bir araya getirerek, sürdürülebilir bir kalkınma modeli inşa etmeyi hedefliyorum.
Üniversite sadece kampüs duvarlarının içinde yaşayan bir kurum değil; şehrin damarlarında dolaşan, insanına dokunan, üretime ve gelişime omuz veren bir merkez olmalıdır.
Özetle söylemek gerekirse: Çankırı Karatekin Üniversitesi’nin potansiyeline yürekten inanıyorum. Bu potansiyeli harekete geçirmek, üniversitemizi hem bölgesel hem ulusal ölçekte hak ettiği yere taşımak için tüm bilgi birikimim, deneyim ve bağlantılarımla görev almaya, sorumluluk üstlenmeye hazırım. Bu bir makam arayışı değil; bu, memleketime olan vefa borcumu ödeme niyetidir.
İkinci Bölüm: Prof. Dr. Mehmet Sezai Türk: “Çankırı Karatekin, uluslararası camiada tanınır bir üniversite olacak!”
Bu haber 1790 defa okunmuştur.
FACEBOOK YORUMLAR