Ne Oldu Bize Biz Böyle Değildik..!
Makamınız ve mevkiniz ne olursa olsun, size “siz” diye hitap edene “sen” demeyin. Farklı görüşlere saygı gösterin. Unutmayın, birinin 6 gördüğü, size 9 görünebilir. Ayrıca, farklı görüşler alternatif olarak kıymetlidirler.
Dürüst olmaktan korkma, kaybedeceğin en fazla, yanlış insanlar olur.
Sevgiyle bakardık, tüm insanlara. Nefret, kin bilmezdik böyle değildik. Düşkünü kollardık, kucak açardık. Garibe gülmezdik, böyle değildik. Yalan riya yoktu, sözler senetti. Selam her kapıyı açan biletti. Sevgi, saygı aynı niyetti dostluğu silmezdik, böyle değildik. Sabır vardı, şükür vardı, sır vardı, edep vardı, haya vardı, ar vardı, gönül vardı, sevda, aşk vardı, sevgiden yılmazdık böyle değildik. Yalan yoktu, riya yoktu, namert yoktu. Selam vardı, saygı vardı, sevgi vardı. İyilik vardı, güzellik vardı, neşe vardı. Huzur vardı, cömertlik vardı, vefa vardı. Ne oldu bize biz böyle değildik..!
Bana eskiyi anlatın diyorlar, ne anlatayım?
Ülkede konut kiralarının ortalaması, asgari ücretin üzerine çıkmış ve kimse dur demiyor. Vatandaş bu kadarmı sahipsiz? Eskiden ekmek aslanın ağzındaydı.. Şimdi aslan halk ekmek kuyruğunda. Kafamdan çocukluk ve ilk gençlik anılarım bir film şeridi gibi geçiyordu.
Eskiden sobalı evlerde oturanlar çok iyi bilirler, zengini, fakiri traktör dolusu, kamyon dolusu odun, kömür alıp evlerimize yıkar kömürlüklerimize korduk, 6-7 ay yakardık mutlu bir aile yaşantısı olurdu.
Şimdi ise Valilikler, Kaymakamlıklar, Belediyeler, Sosyal Yardımlaşma, Dayanışma Müdürlükleri aracılığı ile ihtiyacı olan vatandaşlara çuvallar ile odun kömür, makarna, kurufasulye, nohut, bulgur, pirinç, salça, tuz, şeker, un, et vb. ihtiyaç maddeleri dağıtacak diye el pençe kapılarda bekletilmektedir.
Herkesin cebinde para vardı. Şekeri çuvalla, yağları 20 litrelik tenekelerle alırdık. Düğünlerde çeyrekten aşağı takılmazdı. Etsiz yemek olmazdı. Tavuk satılmazdı, tavuk döner diye bir şey yoktu. Köyünde, bağında, bahçesinde, damında kümesi olan tavuğu, horuzu olan kümesten tutar keser sofraya koyardık. Herkes hayatının bir yerinde mutlaka ev sahibi olurdu. Haa birde sokaklarda sadece Türkler gezerdi. Dilenciye para verip ülkesine faydasız insanı beslemek yerine, öğrenciye kitap verip ülkesine faydalı olacak Öğretmen, Doktor, Bilim adamı yetişirdi. Daha ne anlatayım ki? Anlattıklarımda daha çok noksanlıklar olabilir. Bu boşluklarıda siz sayğıdeğer okurlarım, takipçilerim doldursun isterim.
5 Şeye Dikkat Edeceksin.!
Geldiğin yeri unutmayacaksın. Çıktığın yolda adam satmayacaksın.! Ne olursa olsun yalan söylemeyeceksin.! Seni satanı asla unutmayacaksın.! Arkadaşlarınızı kalabalıklar içinde değil baş başayken eleştireceksin! Kuru ekmek yiyenin hem karnı doyar, hemde gözü.. Ama; haram yiyenin; ne gözü doyar, nede karnı..!
Silen silsin, giden gitsin. Kimseye eyvallahımız yok. Yanlış yolda orduyla yürüyeceğime, doğru yolda yanlız yürümeyi tercih ederim..! Türk vatandaşı ve müslüman olarak yaşadığım ülkemde, şehrimde, “Bu güne kadar hep halletim. Yine hallederim. Kimseye gerek yok. Ben kendime yeterim.
Satırlarımı baba sözlerimle bitirmek istiyorum. “Hesabını veremeyeceğin işlere kalkışma! Öbür tarafta bulaşık yıkatmıyorlar. Nokta.
Ya rabbel alemin sana hamd eder senden yardım dileriz. Allah'ım lütfundan, rahmetinden, bereketinden ve rızkından bizlere bolca ihsan eyle. İstiklalimize ve istikbalimize göz dikenlere fırsat verme. Ey kalpleri çekip çeviren Rabbimiz, kalbimizi yolun üzere sabit kıl. Bizleri sıratı müstakimden ayırma. Fitnelere karşı kalplerimizi koru. Üzerimize zalimleri ve hainleri musallat eyleme. Bütün mazlumların umudu olan bu cennet vatanı ilelebet payidar eyle. Minarelerimizden ezanlarımızı dindirtme. Ay yıldızlı bayrağımızı indirtme. Allah'ım senin verdiğini kimse alamaz, mahrum ettiğine kimse veremez. Sen alemlerin Rabbisin, her şeye gücün yeter, dualarımızı kabul eyle. Amiin.
Hoşça kalın, dostça kalın, sağlıcakla kalın.
FACEBOOK YORUMLAR