Necati Keskin

Necati Keskin


Bizim Altmış Sekiz Kuşağı

15 Aralık 2024 - 18:51

Bizim  Altmış Sekiz Kuşağı

Bin yıllık Türkiye Cumhuriyeti tarihinde aslan yürekli nice nesiller geldi geçti, nasıl yaşadıklarını tarihlerden öğreniyoruz, fakat yakın tarihimizde adından çok bahsettiren bir nesil daha var. Bizim 68 kuşağının yılmaz gençleri,

Peki !.. Kim bunlar.

1940 ile 1950 li yılları arasında bu dünyaya merhaba demiş, bu gün en genci 75, en delikanlısı da 85 yaşında olmalarına rağmen, hala 40 yaşındaki gibi çalışma gayretlerini sürdüren, vatanına, milletine aşık, milliyetçi ve Atatürk’çü vatansever bir nesil,

İkinci Dünya savaşının başlayıp, bitişine kadar talihsiz  bir tarihte düyyaya gelen hepsi şahsına münhasır sanki özel üretilmiş, ama yokluklar içinde yetişmiş, kendi giysisini yıkayıp temizleyen, kendi söküğüne diken, kendi çarığını, lastiğini tamir eden kalbi yaralı gariban bir nesildi bu nesil.

İşte bu nesil aldıkları terbiye gereğince ülke sınırları içerisinde yaşayan herkesi öz kardeşi olarak bilen, vatanına ve milletine aşık, dinine bağlı, kültürüne sahip çıkan, milliyetçi, Atatürk’cü bir ruha sahip böyle gençlik nasıl yetiştirildi. Hangi ders kitaplarını okudu, hangi öğretmenin elinden çıktı ki, vicdan ve merhamet sahibi bu evlatlara nasıl bir eğitim verildi ki ruhlarına vatan aşkı doldurulan  bir nesildi bu nesil.

Bu yavrular analarından doğduklarında Amerikan bezlerine sarmalanıp, tahta beşiklerde ve altına toprak konularak büyüyen, ağladıkları zaman ağızlarına sumakla (*) uyutulan, vatan evlatlarıydı bu nesil.

Okulunda kurşun kalemine bile zor sahip olmuş, kitaplarını ya büyük kardeşlerinin kitaplarından veya mahallesindeki bir sınıf büyüğünden devir alarak devam eden, evinde  idare lambası  veya gaz lambası ışığında ders çalışması yaparak okulunu başarı ile bitirmeye çalışan vatan evlatlarıdı bu nesil.

Sabah okula giderken kahvaltıda tarhana çorbasına doğradığı bazlama ekmeğiyle, öğle veya akşama tarlasında yetiştirdiği kuru fasulye, nohut, bulgur pliavı ile kabak tatlısıyla büyüyen, ancak tereyağı, süt ve peyniri Amerikan yardımlarına muhtaç edileren vatan evlatlarıydı bu nesil.

Evet! Onlar yazın yazlık, kışın kışlık ne elbise, ne palto, ne ayakkabı nede bot giyemediler, kumaştan yapılmış hazır pantalonu tanımadılar, Onlar analarının diktiği gök bezden pantolan, Amerikan bezinden veya şeker çuvalından fanila, yazın yalın ayak kışında bulursa manda veya inek derisinden çarık veya soğukkuyu lastik giyerek, anasının ördüğü bir çift çorap veya kazakla kış mevsimini geçiren, vatan evlatlarıydı bu nesil.

Bunların ailesine katkı yapmak için ilk okul (şaadetnamesi) diploması, imkan verilenlerin bir çoğuda o yıllarda yatılı okuyarak liseden mezun olmuş, onun için kardeşlik ve paylaşma duygusu zirve yapmış, hayat bilgisi ise üniversite öğrencilerine ders verecek kadar bilgi sahibi olmuş, o yıllarda yasaklanan bütün kitapları, niçin yasaklanmış diye merakından okumuş ve hükümetine usulünce itirazını bildirmiş  ülkesinde birkaç darbe, muhtıra görmüş, ülkenin ekonomik bütün kırizlerinden nasibi almış, yokluklarla terbiye edilmiş, gösterdikleri direnç ve sabırları kendi evlatları ve torunlarının yetişmelerine vesile olmuş, onların kendi meşrebine uygun, kendi ahlakına yakışanı yapmaları gerektiğini öğütlemiş olan vatan evlatlarıdır bu nesil.

Ege ve  Kıprıs olaylarında hep birlikte büyük şehirlerde mümayişlerle telin etmiş, ülkenin tek vücut olduğunu ispat etmiş, devletinin yanında olmuş, devletine karşı olanları ve terörizme destek olanları ezmiş bır vatan evlatlarıydı bu nesil.

1960 ların 70 lerin önü alınmayan bu kahraman bıçkın delikanlıları, hayatı hep yaşayarak öğrenmiş, ailelerine yük olmamak şöyle dursun ailesine katkı sunmak için, ayakkabı boyacılığından tutun, simit satarak, inşaatlarda amelelik, pazarlarda pazarcılık ve  hamallık gibi bir çok işlerde çalışarak asla yüksünmemiş, ne ailesine nede devletine yük olmamış, ezilmiş ama her ne olursa olsun ezilenin yanında olmuş, onurlu ve gururlu bir vatan evlatlarıdır bu nesil.

Bunlar; bazılarının dediği gibi kimilerine göre bunlar üretim hatası, kimilerine göre de onların  gözünde moloz yığını, kimilerine göre de gelişime açık bir gençlik, kimilerine göre ülkenin ahlak bekçileri,  ama kimilerine göre de Köy Enstitüsü öğretmenlerinin verdiği emeğin eseri olan vatanan evlatlarıdır bu nesil.

Bunlar yaşadıkları sürede üzerlerinden geçen çileli hayatı bitmedi, Fakat her ne olursa olsun ihaneti, dostluğu, arkadaşlığı mezara kadar sürdürdü. Anasına babasına, atasına ve vatanına sahip çıkarken bile nankörlük yapmadı. O yılların özgürlük savaşçılarıydı bu nesil..

Sadece onda birini anlatmaya çalıştığım bu nesil artık kullanma süreleri doldu, yüzde 70’e yakını tedavülden kalktı, kalanlara sağlıklı yaşam dilerim ama  artık nesilleri tükenmek üzere olan bir nesil, bu nesil.

Onlar iki ayaklı yakın tarihin yaşayan canlı tanıkları..

68. Kuşağından olan ve ”68 Kuşağı” hakkında muhterem şair arkadaşımın Salim Tufan’ın yazmış olduğu şiirle yazımı sonlandırmak istiyorum..

“68 Kuşağı”

Bizdik onlar,
Sloganlarını duvarlardan sökûp,
Kalbine gömen.
Bizdik madencilerle yürüyen,
Bizdik Karabükte potalarda eriyen,
Bizdik özgürlük savaşçıları.
Biz bile yûregimizle gıpta ederdik,
Bu yûrek ne zaman korkacak derdik,
Deli doluyduk da,
Fakat toyluğumuzu bilemedik,
Zamanı eskittik bizi, zamanı uyarmadan,
Atamızın yolundayız,
Çünkü bu vatan bizim dedik.

Bu kuşağın yaşayan fedakar, vefakar canlarına uzun ömürler sağlıklı ve huzurlu bir ömür dilerim, vefat edenlere Allah’ın sonsuz rahmetini dilerim, ruhları şad olsun, Görüşmek dileğiyle sağlıklı kalın hoşça kalın.

Lokum şekerine sarılarak bebeklerin ağlaması için emzik yerine verilen bir nesne..

Necati Keskin

15 Aralık 2024

(*)Sumak: Küçük bir parçasının içerine, pestil ezmesi, pekmeze bandırılmış ekmek kırıntısı veya lokum şekerine sarılarak bebeklerin ağlamaması için emzik yerine verilen bir nesne..

Bu yazı 608 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum