Necati Keskin

Necati Keskin


Bakım Ve Huzur Evleri

15 Temmuz 2024 - 09:24

Bakım Ve  Huzur Evleri

30 Mart 1863 tarihinde Sultan Abdülaziz Han'ın fermanıyla kurulan “Şefkat yuvası” anlamına gelen “Darüşşafaka, günümüzde ise “Huzur evi” olarak faaliyetini sürdüren Huzurevleri, yaşlıların sağlıklı bir ortamda bakımı, huzurlu bir yaşam sürmelerine yardımcı olan çok önemli kuruluşlar olarak karşımıza çıkmaktadır.

Aldığımız bilgilere göre bu gün ülkemizde Aile ve Sosyal Hizmetler bakanlığına bağlı 425 adet Bakım ve Huzur Evlerinde 30 bine yakın kişiye hizmet sunmakta olup 15 bine yakın yaşlı ve bakıma muhtaç kişide sırada olduğu tahmin edilmektedir. Bu arada 200 ün üzerinde Devlet kontrolünde bulunan özel huzur evleri de faaliyetini sürdürmektedir.

Özellikle konunun hassasiyeti bakımından Devlet tarafından kontrolleri yapılmak üzere bu konuda hizmet verebilecek özelliklere uygun yapılan Bakım ve Huzur Evleri var ki, muazzam bir hizmet sunmaktadırlar, Ancak YouTube de izlediğimiz fakat ne derecede doğrudur bilemiyoruz ama, adına Huzur evi mi  Bakımevi mi, isminin bile layık görmediğimiz özel yerler için “Bundan iyisi can sağlığı” dedikleri, Devletin  kontrollerinden uzak, ehliyetsiz kişilerin hizmet verdiği Bakım ve Huzur Evlerinin de var olduğunu öğreniyoruz..

Ülkemizde bazı yörelerimizde çok  yaygın söz vardır, “Elden ayaktan düşmek” bu söz genellikle yaşlılık durumunda kendi işini göremez durama düşmüş ve hayattan da umudunu kesmiş bakıma muhtaç insanlar için söylenen sözlerdir..

İnsanız ve sonuçta yaşayan bir canlıyız ve her canlı gibi sağlığımız el verdiği sürece yaşlılık mertebesine ulaşacağız veya belirli bir yaşa gelmeden çeşitli rahatsızlıklar sebebiyle muhtemeldir ki bakıma muhtaç duruma gelecek olan insanlarımız için, mükemmele yakın hizmetler sunan Devlet Yaşlı Bakım ve Rehabilitasyon Merkezleri, Huzur evleri ile Özel Yaşlı Bakım Evlerinin de bağlı bulunduğu Bakanlık tarafından sık sık kontrolleri ve teftişleri yapılarak mutlu ve huzurlu bir ortam sunuyorlar. Bizler bu ortamları görünce insan olarak seviniyoruz ve “Allah Devletimize zeval vermesin” diye dualarımızla destekliyoruz.

Aslında şunu asla unutmamak gerekir ki; Biz Türk milleti olarak atalarımızdan gelen geleneklerimiz arasında ana, baba ve atalarımıza olan sevgi ve saygımız bizin örf ve adetlerimizdendir. Çünkü Anne babalarımız bizim dünyaya gelişimizin sebebidirler. Bizler evlatları olarak her ne sebeple olursa olsun bizleri büyüten, topluma sunan yaşlılarımızı göndereceğimiz yer mecbur olmadıkça Huzur Evleri veya Yaşlı Bakım Merkezleri olmamalı. Onlar sevgiye ve şefkate muhtaçtır. Onların yeri Bakım ve Huzur Evleri değil doğup büyüdüğü veya evlatlarını büyüttüğü aile ortamı ve aile ocağı olmalıdır.

Büyüklerimize saygı göstermek aslında bizleri yüceltir, İlk Osmanlı Devletinin kuruluşuna hizmet veren ve ilk Müftüsü ve Kadısı olan Şeyh Edebali’nin şu sözü ne kadar önemlidir. “Ey oğul; ananı, atanı say, bereket büyüklerle beraberdir” diyor..

İslam dininde ana ve babaya bakmak evlatları üzerine farzdır diyor Kuran’ Kerim. Büyüklerimizi, yaşlılarımızı unutmak vefasızlığın, ruhsuzluğun, nankörlüğün ta kendisidir..

Büyük İslam bilginlerinin sözlerinde genelde şöyle derler. “Ruhunda inancının yıkılmaz olduğuna inanıyorsan ve seni yetiştiren atalarına maddiyat olarak zorlanıyorsan, hiç olmazsa manevi duygularını, dualarını ve gülen yüzünü onlardan esirgeme”.

Bu günün yarını da vardır, kim söylemiş se doğru söylemiş “Ne kadar zengin olursan ol hayırsız evlat isen, anne ve babanın bir damla göz yaşı bir kuru ekmeğe muhtaç eder, Fakat Ne kadar fakir olsan da, hayırlı bir evlat isen anne ve babanın bir duası seni ihya eder”..

Tüm atalarına saygı gösteren, hayırlı evlatlara selam olsun.

Tekrar görüşmek dileğiyle hoşça kalın, sağlıklı kalın…

Necati KESKİN

15 Temmuz 2024

Bu yazı 879 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum