Ülkemizde Kadın Evlilikleri
Yazımın konusu kadınlar için ama, 8.Mart. Dünya kadınlar gününü beklemeye gerek yok, çünkü ülkemizdeki kadın ve erkek evliliklerinde her nasılsa boşanma oranlarının yüksek olması ile bu konuda kadınların daha çok olayın mağduru durumundalar. Çünkü erkeğiyle arasında haklı da olsa dayak yiyen, dövülen, öldürülen bir çok kadın var, Çocukluğumda rahmetli anamın yaşam boşu erkek eğemenliğinden kurtulamadığını, ayrıca her çalışkan erkeğin arkasında mutlaka bir kadın var olduğunu düşündüğümde, ülkemizin büyümesi ve kalkınmasında kadın rolü ve varlığının olduğunu dikkate almak gerekir diye düşünüyorum.
Kadınları erkeklerin esiri olarak görenler “Medeni kanun” 17 Şubat 1926 tarihinde yasalaşmadan önce yani kadın evliliklerinin daha uzun sürdüğünü şimdi ise boşanmaların daha yüksel olduğunu savunlara da, Şunu söylemek isterim: Medeni Kanunun yasalaşmasından önce yapılan evliliklerin çoğunun uzun sürmesinin nedeni, çiftlerin uyumundan değil, kadının mesleği ve geliri olmadığından çaresizliğinden kaynaklanmasıdır.
Ayrıca, Dış güçler tarafından Ülkemiz çok büyük felaketlere ve yokluklara maruz kalmıştı. Mesela; Çanakkale ve kurtuluş savaşlarındaki acı kaybımız neticesinde şehit olan askerlerimizin eşleri veya varsa çocukları, geleceği karanlığa gömülmüş bir yokluk abidesine dönüşüyordu, Mesleği ve geliri olmayan dul kadının tek çaresi kendine uygun ikinci bir eş olarak, yaş farkı gözetmeksizin, sadece kendine ve çocuklarını yeşitiştirmek amacıyla eş olarak istediği erkeğinde aradığı şartları göz ardı ederrek hani birde o günün şartlarında kadın haklarının gasp edildiği düşünüldüğünde, evliliğini bitiremeyen erkeğinin egemenliğine boyun eğmiş kadınlarımızın çaresiz olmasından kaynaklanmaktadır..
Ayrıca; Anadolu’nun bir çok yöresinde ve çoğunlukta doğu illerimizde hiçbir eğitim almadan çocuk denecek yaşta evlendirilmiş, çoluk çocuğa karışmış, aile evine dönemeyen, mesleği ve geliri olmayan yine erkeğin egemenliğine terk edilmiş mutluluğu elinden alınmış kadınlarımızın çaresiz olmasından kaynaklanmaktadır..
Anadolu’da erkek ve kadının ailede yetiştirilme şartları genelde anaya babaya saygı kültürü, böyle yetiştirilmiş, aile kültüründe erkek ve kız evlatların artık kendi sevdiğiyle değil ana babanın tercih ettiğiyle evlendirilirler, kızlarımız eşini ilk defa zifaf odasında görüp onunla bir kere olsun el ele tutuşmamış, sözlüsünden güzel söz işitmemiş, kaynana ve kayınpedere saygıda kusur etmemiş, onların sözlerini yanlışta olsa emir telakki etmiş, kendisinin geleceği için değil çocuklarının mutluluğu için yaşamış, yılların acıları ve yorgunluğu yüzlerinde çizgileriyle özdeşmiş, ellleri nasırlı, kalpleri ve yörekleri sönmüş, kadınlarımız sadece eşinin gelirine muhtaç olarak çocuklarının geleceği için yaşamını sürdüren Anadolu kadınlarımızın çaresiz olmasından kaynaklanmaktadır..
Evlenecek erkeğin sevdiği değil ana ve babası tarafından, “Güçlü kuvvetli” diye tercih ederek dünür gittiği kızın ailesine "İçkisi yok, kumarı yok, kadın kız ayakları bilmez ve evine bağlı" sözleriyle büyütülmüş bir erkek evladın evliliğin, bundan ibaret olduğunu düşünen anne ve babalarından gördüğü ile yuvasını kuran gençlerin var olduğu ülkemizde tabi ki yapılan evliliklerde mutluluğun olmadığı bir gerçeklik var..
21. yüzyıldayız Medeni Kanunun kabulünden sonra erkek ve kadının eşit şartlarda evliliğin yürütülmesi konusunda, Çocuk yaşta bir kızımızın bir erkeğin insafına hayatını teslim etmesi gibi devirlerin kapandığını, Erkek ve kadının gerektiğinde istediği seçimi kendisinin yapabilme özgülüğü var olduğunu Medeni Kanunla korunduğunu bilinmelidir.
Kadın tabiki özeldir ama kıymetini bilene. Ülkemizde eskiye dönük evliliklerin halen var olduğunu, Erkek egemenliğinin devam ettiği bilenen bir gerçektir.
Okumuş olsada dayak yiyen, dövülen, öldürülen çok kadın var. Çocukları varsa susan, sineye çeken, tehdit edilenler bir hayli fazla.
Ülke olarak Müslüman bir toplumuz, İslamiyet toplumunda kadın yoldaştır, anadır, yol göstericidir, erkeklere bu dünyada bir ödül ve hediyedi onlar.
Aile kurumu kutsaldır deriz, hayır, kutsal olan insanın insanca yaşama hakkıdır..
Yine yazımı uzattım. Tüm evliliklerin huzur ve mutluluk üzerine kurulması dileğiyle, Sağlıklı kalın mutlu kalın hoşça kalın.
Saygılarımla…
Necati KESKİN
15 Ağustos 2024
FACEBOOK YORUMLAR