film izle Çayyolu Elektrikçi hosting Seo Paketleri
Necati Keskin

Necati Keskin


Sosyal Medya Karşıtları

01 Ekim 2024 - 20:40

Sosyal Medya Karşıtları

Anlatacağım konuya uygun olur kanaatiyle yazıma bu kerre bir fıkra ile başlamak istiyorum..

Trende yolculuk yapan bir genç delikanlı yanındaki koltukta kitap okumakta olan yine genç bir kıza gülümseyerek “yolculuğumuz biraz uzun, onun için bir konu hakkında konuşsak daha iyi vakif geçirebiliriz” demiş.

Okumakta olduğu kitabı kapatan gen kız “tamam” demiş “tamam da konuyu siz seçin mesela hangi konuda konuşup tartışabiliriz veya bir fikir birliğine varabiliriz” demiş, Genç delikanlı ise “Mesela; Nükleer enerji konusunda konuşabiliriz” demiş.

Kız gülümseyerek “Çok güzel fakat bu konuya geçmeden önce belki size çok ilginç gelebilir ama önce ben size bir soru sorayım da ona göre nükleer enerji konusunu konuşup konuşmayacağımıza karar veririz” dedim.

Delikanlı “Tamam sor” demiş

Genç kız delikanlıya dönerek şöyle söze başlamış “At, inek ve keçi aynı şeyi yerler, yani üçü de ot yerler ama çıkartırlarken keçi küçük küçük zeytin tanesi gibi, inek ise büyük ve çamur gibi, at ise pişmaniye topları gibi çıkartırlar, bunun neden böyle olduğunu biliyormusun” der.

Genç delikanlı ise “Ne yalan söyleyeyim en ufak bir fikrim bile yok”

Bunun üzerine kız “Sen daha bir b.ktan anlamıyorsun birde kalkmış nükleer enerjiden bahsediyorsun seninle ne konuşabilirim ki” demiş ve kızımız kitabına okumaya devam etmiş.

Memleketin geleceği hakkında siyaset dünyasını benden daha olumlu ve benden daha iyi geleceği görenler varken bu konu bizim gibilere düşmez. Ayrıca kapalı kapılar ardında neler döndüğünü bilemediğimize göre, sade bir vatandaş olarak düşündüklerimi yazayım. Benim düşündüklerinden ayrı mutlaka başka türlü düşünenler de vardır.Tabi ki onlara da saygı duyarım.

Benim samimiyet kurduğum tüm arkadaşlarım ile Sosyal Medyada arkadaş olarak kabul ettiği tüm arkadaşlarımında Türkiye Cumhuriyetini korumak için enerjimizin son zerresine kadar kullanma konusunda aynı duyguları taşıdığımızdan zerrece kuşkum yok,

Bizler her şeyi de devletten beklemek gibi bir zihniyet te taşımıyoruz, T.C. kimliği taşıyan tüm vatandaşlar benim için ayrı değerdir, ancak bazen öyle kişilerle bilgi alışverişinde buluyorum ki, zannedersin ki adam bu ülkenin en büyük ekonomisti veya ülkenin geleceğini gören ünlü bir siyaset uzmanı, konuşurken mübareğin ağzından bal damlıyor, fakat biraz fazla konuşunca zırvalamaya başlıyor ve tam bir sosyal medya karşıtı ve fikirleri de tam bir ortaçağ zihniyeti, yalnız bunlar ülkemizin her yerinde var ama çok küçük bir azınlık, Fakat Facebook, twitter gibi sosyal medyada benim ve bazı arkadaşların yazılarına yaptıkları yorumları burada yazamayacağım, hem beyinleri sıfırı tüketmişler hemde edep ve ahlak yoksunları, Bunlar beni ve benim gibi düşünenleri de cidden rahatsız ediyor.

Aslında bunlardan rahatsız olmamam gerekir diye düşünüyorum çünkü bunlar hayatında evine bir gazete kitap almamış, ordan burdan aldığı bilgilerle kendini ulema zanneden, birde kendilerinin kullanamadığı Tüm Sosyal Medyaya karşı olup, neden karşı olduğu anlatamayan, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının bir maddesini dahi bilemeyen insanlar ile ne siyaset nede bu ülkenin geleceği konuşulur, Çünkü yukarıda ki fıkrada olduğu gibi bunların bir b.ktan anladıkları yok.

Yine çok uzatıyorsun diyecekler ama konu konuyu açıyor, Sosyal Medya doğru düzgün kullanıldığından çok muazzam bilgi ve kültür merkezi, yukarıda bahsettiğim insanlar bana ve ona buna çemkirenler hep bu yayınları beğenmeyen, ancak, kendi cin fikirlerini anlatıp at oynatmak isteyen fikir yobazlarıdır.

İşin birde başka yönünü ele alalım,

Düşünün bir kere adamlar, Google, Fecebook, Twitter, Instagram, YouTube, WhatSapp vs. gibi bir çok halkın faydanabileceği haberleşme ve kültür merkezleri kurmuş ki dünyada bütün insanlar birbirleriyle iletişim kursunlar, bilgi alışverişinde bulunsunlar diye, İddia ediyorum ki Sosyal Medyada eğer sadece facebook’a üye olanlar tek devlet olsaydı dünyanın en kalabalık milleti olurdu.

Sosyal Medya dedikleri hepimizin hayatına kattıkları, bizim hayatımızdan, edebimizden ahlakımızdan, örf ve adetlerimizden nasıl çaldıklarını mı sayalım, yoksa saymakla bitiremediğimiz güzel hizmetlerinden ziyade, yaşantımıza çok büyük yön veren, geleceğimize katkılar sağlayan artılarını mı sayalım. Bence artıarı çok çok fazla.

Şimdi konuyu başka bir yöne taşımak için, Türkye Cumhuriyetinin bir vatandaşı olarak sormak bizimde hakkımız.

Bin yıldır bu topraklarda yaşayan ve tüm milletlere fikir babalığı yapan Türkler, acaba binlerce yıldır bu ülkenin çalışan beyinleri neden böyle Google, Fecebook, Twitter, Instagram, YouTube, WhatSapp vs. gibi bir fikir babalığı yapmadılar veya yapma imkanı bulamadılar.

İnternet’te Dünyadaki Türk mucitleri araştırdım ki çok ama çok üzülecek bir durum var. Mesela; bir yerde okumuştum 1-0-1 diye diye bilenen yazılım kodları ve “sıfır” denilen mucizeyi  bir Türk olan “Harezmi” bulmuştu. Böyle bir dehamız var iken, onuncu yüzyılda yaşamış dünyanın ekseni etrafından dönüşünü keşfeden, aynı zamanda Matematik, Jeoloji, Coğrafya, Tıp, Felsefe, Fizik, Astronomi gibi birçok alanda eserler vermiş ve geniş bir bilgi birikimine sahip Türk olan “Biruni” gibi bir dehamız var iken, Dünya devletlerine hükmeden ve yön veren Osmanlı İmparatorluğunda, harita ve ve coğrafya dehası bir Türk denizcisi “Piri Reis” gibi bir dehamız var iken, Dünyada İlk uçuş denemesi yapan “Hazerfen Ahmet Çelebi” gibi bir dehamız var iken, Roket denemesi yapan mucit “Lagari Ahmet Çelebi” gibi bir dehamız var iken, 1937 yılında da Dünyada Behçet hastalığının mucidi “Hulusu Behçet” gibi bir dehamız var iken, Bu gün Dünya’ya ün salmış Biyokimyager, Moleküler Biyolog “Aziz Sancar” gibi bir dehamız var iken, daha listemiz çok kabarık olmasına raımen, daha nice Türk bilim insanlarının bir kısmını duymuş olabilirsiniz, ancak emin olun ki duymadıklarınızın daha yüzlercesi var.

Amerika bulunmadan öncesi ve sonrası dünyaya devletlerine yön veren ve dize getiren “Osmanlı İmparatorluğu” diye bir devletimiz vardı, yukarıda arz ettiğim yüzlerce beyin fırtınasının var olduğu bu devlet nasılsa batıyorsa batıyor ve 500 yıllık Amerika bugün kendi politikasını uygulamak üzere bütün devletlerini hizaya getirmek için dünyaya hükmeder durumda,

Yani bizim dedelerimizin bu bilgi ve beyin mirasından elin Amerikalısı faydalanıyor da, biz onların buluşlarına hem muhtaç oluyor hem de milyonlarca dolar para ödüyoruz..

Eminiz ki insanlığın gelişimi için ter döken bu insanlarımız, ya çalışma ortamı bulamadıkları veya İmparatorluğun baskıcı rejimi karşısında beyinlerinden faylanamadıklarını var sayarsak bu gün için dünyanın jandarması konumunda olan “Amerika” gibi bir şeytanı başımıza acaba biz mi musallat ettik.

İkinci olarakta esas dikkat çekmek istediğim konu şudur;

Prof. Dr. Erol Duren’in dediği gibi “1500 lü yıllarda adeta b*k içinde yaşayan Avrupa nasıl oldu da arayı bu kadar açtı?”

Bu da bizim sınavımız olsun..

Konuyu nereden nereye getirdin, yine işi çok uzattın diyecekler ama bu konu hakkındaki yorumlarınızı bekliyorum.

Selam ve saygılar sunarım.

Necati KESKİN

01 Ekim 2024

Bu yazı 284 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum